24-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow M. Said Çekmegil arrow BÃœYÃœK DOÄžU - NECÄ°P FAZIL (VII)
BÜYÜK DOĞU - NECİP FAZIL (VII) PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 22
KötüÇok iyi 
Yazar Vahid GÖNÃœLDAÅž   
10-04-2007

BÜYÜK DOÄžU – NECÄ°P FAZIL (VII)

                 Vahid GÖNÜLDAÅž

     Büyük DoÄŸu’ya hücumlar kesilecek gibi deÄŸildi. Aksine gün gün artıyordu da. Akla türlü ihtimaller geliyordu. Anadolu’lu Büyük DoÄŸu’cular endiÅŸeleniyorlardı. Bunu iyice hisseden müessese müdürü Mak. Müh. Ömer Karagül imzalı yazı ÅŸöyle baÅŸlıyordu. 

      “GönüldaÅŸlar, ileri! Mecmuamız ve umumi Reisimizin bilhassa nazik vaziyetler karşısında bırakılmak istendiÄŸi bugünler, ruhen büsbütün ileri! Necip Fazıl hapse girebilir (Büyük DoÄŸu) kapalı kalmaya mahkum bir vaziyetle karşılaÅŸabilir… Bu dava Necip Fazıl’ın ÅŸahsi davası deÄŸildir ve ismi de (Kısakürekizm) olmaktan imkan mefhumunun son haddiyle uzaktır. Ä°leri, gönüldaÅŸlar, ileri! Bu dava, bu vatanın tam 4 asırlık meselesidir… Åžu küçük imtihandan da biz faydalanmış, kar etmiÅŸ olarak çıkmalıyız! Ä°leri” diye haykırıyordu…(sayı: 20) 

      Bir hafta sonraki mecmuada da (Serdengeçti) Osman Yüksel’ in “… sadece vecd, heyecan, sanat ve telkin kıymetiyle…” yazılan, milli mücadele baÅŸlarının bir hikayesi veriliyordu. BaÅŸlığı, << BÄ°R NESLÄ° NASIL MAHVETTÄ°LER>> di. 

          “Sen, Birinci Dünya Harbinin sonunda, periÅŸan ve garip Anadolu’nun bir köÅŸesinde doÄŸdun. Gözlerini dünyaya açtığın zaman, yanında zavallı anacığından baÅŸka kimsecikler yoktu. DoÄŸumundan üç gün sonra, babanın ölüm haberi, 3 ay sonra nüfus teskeresi geldi. Yetim kalmıştın. AÄŸlıyordun! 

           Garip anan sana göz yaÅŸlarıyla gülüyor, sana ninniler söylüyordu: uyu yavrum, uyanacak günler var/ Yarınları gözetleyen dünler var/ Baban ÅŸehit, izlerinde ünler var/ O izlerde sende dolaÅŸ, ninni!/ Öç gününe tezce ulaÅŸ, ninni/ 

         Uyu yavrum, yine ÅŸimÅŸek çakıyor/ Åžehit baban gelmiÅŸ bize bakıyor/ Yarasından kızıl kanlar akıyor!/ Bu yarayı ben baÄŸlayım ninni./ Sen aÄŸlama ben aÄŸlayım ninni/ 

        Uyu yavrum, tepesinde haç yatan/ Camiler var, bu mu seni aÄŸlatan?/ Dayanamaz çiÄŸnenmeye bu vatan/ Camilere götür hilal’ini ninni/ Hem yurdu al hem öcünü, ninni! 

         “Lambasız, karanlık bir odada, beÅŸiÄŸin başında söylenen bu ninniler, sana bir ana sütü kadar sıcak, ılık geliyor, varlığını damla damla dolduruyordu. 

             Ana, Anadolu, Allah; Åžehit! Baban, Hilal! Ä°stiklal, tepesinde haç yatan camiler, çiÄŸnenen vatan!... Bunları anacığın söylüyordu. Tesbih çeker gibi, tekrar tekrar söylüyordu. Sen üç yaşına girmiÅŸtin! Anadolu yeni bir kıyama hazırlanıyor, cepheden dönenler tekrar cepheye sevkolunuyordu. 

  • Ana, bu amcalar nereye gidiyor?
  • Cepheye yavrucuÄŸum, gavurları kırmaya!
  • Ana, gavurlar da kim? Nasıl adamlar?
  • Hep kötülük yaparlar yavrum! Onlar bize benzemezler! Allah’a, Peygambere inanmazlar! Babanı da ÅŸehit eden onlar! Baksana yine üzerimize çullandılar. Bu amcalar onlarla dövüÅŸmeye gidiyor. Gavurlar! Åžapkalı ÅŸapkalı herifler!..
  • Ana, gavur dediÄŸin kapkara bir ÅŸey mi?
  • Evet, yavrum!.. O zamandan beri ne zaman bir gavur kelimesi duysan, içinde kapkara bir ÅŸey çöker! Ä°sli pisli, kapkara bir ÅŸey! Karanlık…
    Çocuk muhayyelinde babanı ÅŸehid eden gavurlar iyice teÅŸekkül etmiÅŸti…

  • Ana babamı öldüren o gavurları ben öldüreceÄŸim! dedin. Anan gözleri yaÅŸararak:
  • Büyü yavrum, büyü de inÅŸallah! dedi.
Birkaç satır atlayarak verdiÄŸimiz bu bölüm, Büyük DoÄŸu’nun arka kapağını tamamen doldurmuÅŸtu. Okuyanların gözleri dolu dolu oluyor, mecmua da tebrik ve saadetini belirtiyordu…    Ama ve var ki, 22. sayısı beklenen Büyük DoÄŸu artık çıkamıyordu…
           14 Mayıs 1950 de “Beyaz ihtilal”, “kansız ihtilal” diye anılan bir iktidar deÄŸiÅŸikliÄŸiyle Türkiye yeni bir döneme giriyor; Büyük DoÄŸu’nun da beÅŸ ay rötorla, 18.8. 1950’de 22. sayısı ancak çıkarabiliyordu. Mecmuanın kapağında bir sürü el resmi, hepsinin de içerisinde “boÅŸ! boÅŸ! D.P den sonra bütün eller boÅŸ!” yazılıydı. Ä°çinde, cemiyete ait sayfasında Ömer Karagül imzalı yazıda ÅŸunları okuyoruz : 

           “ .. BeÅŸ aydır, en mustarip ÅŸartların korkunç iÄŸneli fıçısında, olanca aÅŸkımız, vecdimiz, heyecanımız, sabrımız, tevekkülümüz ve kudret hamulemizle meselelerimizi lif lif çözmeye, formülleÅŸtirmeÄŸe, planlaÅŸtırmaya çalıştık ve -hamdolsun bugünü idrak ettik. Bir gönüldaÅŸa tek satırlık bir cevap vermek deÄŸil, doktora, beynim kanıyor!.. çığlığı koparmak imkanını bulamadığımız bu devrenin ıstırabını kimse hayal edemez. Buna raÄŸmen, bazı zavallılara belki her ÅŸeyin fosladığı hissini veren bir anda her ÅŸey, azami nailiyet ve mazhariyete zıplamak üzeredir… (Sürpriz) bu kadar deÄŸildir; sayı sayı göreceksiniz…” diye heyecanların yenilenmesine giriÅŸilmiÅŸti.  

           Cemiyet yeniden, yeni bir hızın içine girmiÅŸti. Artık faaliyetlere Anadolu’daki ilkler ve kurucu azalar yetiÅŸemiyorlardı. Ä°stanbul’da, daimi toplantılarda bulunabilecek kiÅŸiler aranıyordu. Yine onu da Anadolu’da Büyük DoÄŸucuların samimi ilgileri yoÄŸuruyordu. Bu cümleden olarak, “Muhafazakar Parti BaÅŸkanı” ve milis general maruf ve tanınmış eserler müellifi Cevat Rıfat Atilhan baÅŸta olmak üzere, Ä°stanbul barosunun meÅŸhur avukatlarından, “Hz. Ömer” müellifi Abdurrahman Åžeref Laç ve bir emekli general katılmıştı, Büyük DoÄŸu’ya… Sonradan, beÅŸ yıl baÅŸarıyla yayınlamış bulunduÄŸu, “Ehli Sünnet” dergisinin sahip ve baÅŸyazarı bulunan Abdurrahim Zapsu ve diÄŸer genç kadro. Bugün profesör olan o günün genç tabiplerini: mesela, Prof. Dr. Süleyman Yalçın’ları temsilen Dr. Lütfi Bilgen’lerle   dokuz kiÅŸilik bir idare heyeti teÅŸekkül ettirebilmiÅŸti. Åžahsiyet olarak elit bir kesimi gösteren zevattan teÅŸekkül ettirmiÅŸti bu idare heyetini. (Bkz. Büyük DoÄŸu: 32)

                  Bu noktada Necip Fazıl ÅŸöyle yazmaya baÅŸlamıştı: (27 Ekim 1950): 

              “Bizim aklımız (benim deÄŸil bizim aklımız, davanın aklı) harikulade; ve Ä°slam’ın dört asırdır beklediÄŸi akıl. Ve bizim aklımız, noktası noktasına Ä°slami emirler manzumesine baÄŸlı… Ey, tek noktası deÄŸiÅŸmez, tek zerresi kopmaz mukaddes Emirler manzumesi! Ä°ÅŸte biz sana bu akılla hizmet edecek; ve ‘Dur!’dediÄŸin yerde durup ‘KoÅŸ’ dediÄŸin yerde koÅŸacağız! Hele serbest bıraktığın yerlerde öyle hız alacağız ki…” (sayı;33) : “Biz, efendiler; Ä°slami nurlarını kaybetmiÅŸ ve meydanı Allah düÅŸmanlarına bırakmış eski nesillerin acıklı haline karşılık, kupkuru ve yalnız sözde Müslümanlık iddiasıyla kendilerine nusrat etmekten gani ve münezzeh olan ‘Zülcelal’ in ‘Müntakim’ ismine mahzar olmayı gaye edinmiÅŸiz..” diyordu. 

         Bir daha ümit ve gayret tazelenmekteydi. Büyük DoÄŸu, 8 Eylül 1950 tarihli nüshasında, Said Çekmegil’in o günün genç duygularla yazdığı ÅŸu ÅŸiirini  <<KÄ°M DEMÄ°Åž>> baÅŸlığı altında yayınlıyordu : 

          “Bu dere, bu tepe, bu ova bizim/ Ne yazık; geçer söz hiç bizim deÄŸil/ Åžu eza, bu cefa, o dava bizim/ Nideyim, sılaya göç bizim deÄŸil!

       “Åžan dolu, kan dolu o mazi bizim/ O ÅŸehit, bu malul, ÅŸu gazi bizim/ Mehmedin ya Allah! Avazı bizim/ Ä°ÅŸe bak; alınan öç bizim deÄŸil.

            “Nerdeyse kemiÄŸe dayandı bıçak/ Ä°niÅŸ bitti, yok mu yokuÅŸ çıkacak?/ Artık yeter olsun: bizim olacak!/ Kim demiÅŸ en kutsi hınç bizim deÄŸil!” 

      Yeni yeni müjdelerle geliyordu Ömer Karagül: Malatya’dan bir arkadaşıyla yola çıkarak Ä°stanbula varan genç ve gayretli mümin Ramazan Tuncer, kimselerin o zamanlar pek de göze alamadığı Büyük DoÄŸu müdürlüÄŸü döneminde diyordu ki:

      “Selam size olsun, gönüldaÅŸlar! Ne çileler doldurarak erdiÄŸimiz büyük mazhariyet ve nailiyet devrinin eÅŸiÄŸinden sizi selamlarız. Selam size olsun!..” (sayı: 30).

            Üstad Necip Fazıl Kısakürek de coÅŸmuÅŸtu:

            “Bize, akıllılar deÄŸil divaneler lazım! Nerededirler? Bize deftere bakıp hesap çıkaranlar deÄŸil, defteri ve hesabı bir toplayışta kapatanlar lazım! Neredeler? Bize babasından lüpçülükle öÄŸrendiÄŸi hakkı sürükleyen ve süründürenler deÄŸil, kalbinden çileyle süzdüÄŸü hakikati fışkırtan ve ÅŸahlandıranlar lazım! Nerededirler?..

            “Bize, mafsal yerlerindeki maddi alışkanlıkla kıbleye dönüp iskelet kıyamıyle duranlar deÄŸil! Namaz hakikatinin ruh kıyamiyle doÄŸrulanlar lazım! Neredeler?..

            “Bize, Ä°slami ölçülerin kerrat cetveli ezberleyicileri deÄŸil, aÅŸk habercileri lazım! Nerededirler? Bize ebediyeti feda edip, birkaç yıllık pis ömrü alıkoyan açıkgöz hasisler deÄŸil, pis ömrün topunu birden verip ebediyeti saÄŸlayan gözü kapalı cömertler lazım; nerededirler? Bize arkasında gittiÄŸi adamın hususi tıynetini münakaÅŸa edenler deÄŸil, umumi istikametini görenler ve öyle yürüyenler lazım! Nerededirler? Bize sahiplik mevkiinde deÄŸil, bu toprağın gerçek sahipleri lazım! Nerededirler?..

            “ Bize,lafta deÄŸil hakikatte Müslümanlar lazım! Nerededirler?..” diyordu.(29) 

         
       
       

Yorum

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 25-05-2010 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
111555955 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net