Bir bahçıvan gibi düÅŸünelim öÄŸretmeni, toprağı ektiÄŸi yer fidanın zamanı geldikçe filizlenip yeÅŸermesini dört gözle bekler. Geçen zaman da ona o kadar iyi bakar, öyle iyi korur ki yeÅŸerdiÄŸi anda da amacına ulaşır. Biz de öÄŸretmenlerimize daha filizlenmemiÅŸ bir tohum olarak veriliyoruz. Bizi yetiÅŸtirmeye kendini ne kadar iyi adarsa, o kadar verim alır. Biz gençler hayatımızın en ufak bir köÅŸesinden bile olsa, bizleri hayata hazırlayan öÄŸretmenlerimizden izler taşırız. Fetih suresi 29. ayetten aldığımız dersle kökleri üzerinde filizlenip yeÅŸereceÄŸi,  göklerin en yükseÄŸine uzanan böylece kollarını bir kuÅŸ gibi göklere açarak kendini en yükseÄŸe çıkarma imkânı saÄŸlayan, kaynaÄŸa baÄŸlanmış bir toplum güçlü ve uzun ömürlü olur.

       Ä°deal öÄŸretmen bugünden baÅŸlayıp yarını kuracak, kalkındıracak, güçlendirecek maddi ve maneviyatla yetiÅŸtirdiÄŸi gençlerle yeniden bir milleti inÅŸa etmenin temelini atacaktır. Bizler insan olarak bir yaratılışımız amacımız olduÄŸuna inanıyoruz. 

       Sadece servet, statü, kariyer sahibi kılacak, dini, ahlaki, imani deÄŸerlerden yoksun bir öÄŸretmenin yetiÅŸtirdiÄŸi öÄŸrenci rabbimizin ÅŸu teÅŸbihinde yer alır. “Kötü bir sözün misali, gövdesi yerden koparılmış, o yüzden ayakta durma imkânı olmayan bir aÄŸaca benzer.”(14/26)

       ÖÄŸrenciler, eÄŸitimini en iyi ÅŸekilde verip yetiÅŸtirilmesi gereken meyvelerdir. Ä°ÅŸte bu eÄŸitimi gerçekleÅŸtirecek olan öÄŸretmenlerdir.

       Ä°deal bir öÄŸretmenin ders içinde kullanacağı en önemli özelliÄŸi sabrıdır. Bunu okuyunca klasik ve herkes tarafından bilinen bir özellik olduÄŸu düÅŸünülür. Evet, gerçekten de bütün öÄŸretmenler bunun farkındadır. Fakat maalesef çok azı bu özelliÄŸi kullanmayı baÅŸarabiliyor. Yani her öÄŸretmenin derste öÄŸrencisinin kurduÄŸu “hocam ben anlamıyorum” cümlesini “bak tekrar anlatıyorum, daha iyi anlayacaksın” diye baÅŸlayan bir cümleyle cevap verme sabrını geliÅŸtirmesi gerekir. “Evde çalış, yarın anlatacaksın” cümlesi yerine bunu baÅŸarabilmek gerçekten bir erdemdir. Ali-Ä°mran suresi 200. ayette “Sabredin, sebat gösterin, hazırlıklı ve uyanık bulunun ve Allah’tan korkun ki baÅŸarıya ulaÅŸasınız.”  Unutulmamalıdır ki dersin sevilip sevilmemesinde en büyük etken öÄŸretmendir.

       ÖÄŸretmenler toplumun karanlık yollarını aydınlatan bir fenerdir. ÖÄŸretmen öÄŸrencilerin bir nebze olsun mum tutandır.

       Sadece öÄŸretmenin deÄŸil, öÄŸrencinin de okulda ideal bir kimlik oluÅŸturabilmesi için: 1. ilkesi, dinini ciddiye alması. 2. kendisini ciddiye alması. 3. tarihinin farkında olması. 4. sorumluluklarının farkında olması. 5. misyonunu ciddiye alması. Ä°yi bir öÄŸrenci olmak içinde bu ilkeleri göz önüne almalıyız. Sonuçta her ÅŸey karşılıklıdır. Bize yapılmasını istediÄŸimiz ÅŸeyleri, karşı taraftan beklemek için bizim de yapmamız gerekiyor. Bir öÄŸretmen için öÄŸretmek ve öÄŸrettiÄŸi bilgilerin öÄŸrenildiÄŸini bilmek ve öÄŸrencilerinin baÅŸarısını görmek kadar mutluluk verici bir ÅŸey yoktur.

       ÖÄŸretme aÅŸkıyla dolu bir öÄŸretmenin, öÄŸrencilerinin suyu, toprağı, güneÅŸi olması gerekiyor. Ä°lk baÅŸta öÄŸretmeli, eÄŸitmelidir. Hayatı tanıtmalı, çünkü her ÅŸey hayatla geliÅŸiyor. YaÅŸamayı, hayata karşı dimdik durmayı, hayata barışık olmayı öÄŸretmelidir. Bizleri biz yapan deÄŸerler öÄŸretilmelidir. YaÅŸama gayesi öÄŸretilmelidir. Zamanın içinde kaybolmayı deÄŸil, zamanı iyi deÄŸerlendirip, sürekli okuyup, kültürlü olmalarını desteklemelidir.

       Cömertlik, dürüstlük, doÄŸruluk, vefa, hayâ, çalışkanlık ve bunun gibi birçok nitelikleri kazanmış nesiller gerekiyor.

       ÖÄŸretmen idealist olmalıdır. Belli bir amaca sahip olmalıdır. Cumhuriyetin temel aldığı deÄŸerleri benimsemelidir. Yakın olmalı, dostça yaklaÅŸmalıdır. Hakiki öÄŸretmen öÄŸrencisine deÄŸer vermeli, onu dikkate almalı, yeri geldiÄŸinde dertlerini dinlemelidir. Çünkü kendisine yakın hissettiklerinden etkilenir insanlar yaratılış gereÄŸi.

       Ä°deal öÄŸretmenin en büyük sorumluluklarından biri de dinlenebilir, zevkli hale getirmelidir iÅŸlenen dersi. Didaktik bir ÅŸekilde ders kitabını olduÄŸu gibi aktaran öÄŸretmen ideal öÄŸretmen olamaz. Ders kitabını kelimesi kelimesine aktaran öÄŸretmene ihtiyaç yoktur. ÇeÅŸitli örneklerle, günlük hayattan misallerle, esprilerle konuyu akıcı hale getirmelidir. Zamanını boÅŸ iÅŸlerle, gereksiz muhabbetlerle geçmesini önlemelidir. Hem öÄŸretmenin, hem de öÄŸrencinin zevk aldığı bir ders iÅŸlenmelidir.

       Yalnızca para kazanmak için bu mesleÄŸi yapan ve öÄŸrencilerin gözünde deÄŸer kaybeden öÄŸretmenleri gördükçe bu iÅŸin orijinalliÄŸini kazanca yönelmesi gerekiyor. Sonuçta bir insanı yetiÅŸtirme görevi veriliyor ona. ÖÄŸrenciye ne kadar iyi bir kimlik oluÅŸturursa o kadar da büyük sevap kazanacaktır.

       Hz. Muhammed’in “ KolaylaÅŸtırınız, zorlaÅŸtırmayınız, sevdiriniz, nefret ettirmeyiniz” sözü eÄŸitim ve öÄŸretimin de ilkesi haline gelmelidir. ÖÄŸretmen bu ÅŸekilde hareket ettiÄŸinde iÅŸi daha da kolaylaÅŸtıracaktır. Taha suresi 114. ayette peygamber efendimizin, rabbine ettiÄŸi dua” rabbim ilmimi arttır” ÅŸeklinde olmuÅŸtur. Ä°lim öÄŸrenmenin peygamber efendimiz için bile ne kadar önemli olduÄŸunu görüyoruz. ÖÄŸrenmeye talepkar öÄŸrenci kimliÄŸi asıl olandır. Hiçbir öÄŸrenci ve öÄŸretmen “ilim çinde de olsa gidip alın” öÄŸüdünü göz ardı etmemelidir.

       Toplumları ÅŸekillendirenler ve toplumu haysiyetli, ÅŸahsiyetli bir ÅŸekilde taşıyanlar önce anne ve babalar, sonra ÅŸüphesiz öÄŸretmenlerdir. Bu büyük sorumluluÄŸun bilincinde olan öÄŸretmen ve bu ÅŸuurda öÄŸrenciler yetiÅŸtirdiÄŸi müddetçe, eÄŸitimden istenen fayda saÄŸlanacaktır. Ve bugün büyük sorunların karşısında esas amacına ulaÅŸacaktır.

       Sevgisinin ölçüsünü kaybetmeyen,

       Saygısını saygı çerçevesinde koruyan

       Bilgisine bilgi katarak bir nesil yetiÅŸtirmeye kendini adamış öÄŸretmenlere.  
 

       Malatya Anadolu imam hatip ve Ä°mam hatip lisesi öÄŸrencisi

       Kasım ayı yarışma birincisi

       Åžahika Erol