19-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow Arama
VATANSEVERLİK ÜZERİNE NOTLAR PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 19
KötüÇok iyi 
Yazar Raci Durcan   
17-08-2006
VATANSEVERLÄ°K ÜZERÄ°NE NOTLAR 
Raci DURCAN
Çanakkale SavaÅŸ’ının yıldönümlerinde, ‘vatan’ ve ‘uÄŸrunda savaÅŸ’ kavramı yeniden ülke gündemine girerek tartışmalara yol açar her seferinde. Çanakkale’de yapılan mücadeleyi ve sergilenen kahramanlığı dillendirenler, diÄŸer kesimler tarafından ‘milliyetçilik’ gibi bir sıfatla suçlanmak tehlikesiyle karşıkarşıyalar. Sol söylemin, enternasyonelist düÅŸünce tarzıyla her türlü sınıra, sınırlamaya karşıtlığı bilindiÄŸinden bu; onlar için pek tuhaf kaçmıyor zaten. Fakat koroya alıştığımız bu grubun dışından katılımlar görmek ÅŸaşırtıyor, düÅŸündürüyor.
  Enternasyonalistlerle birlikte Milliyetçilik tabir ettikleri vatansever duygulanmaları dudak bükerek izlediklerini gözlemliyoruz. Bir dönem sadece Enternasyonalistler arasında moda olan bu yaklaşımın, daha geniÅŸ bir taban üzere oturduÄŸunu görmek, konu üzerinde düÅŸünmek noktasında ikna edici oluyor.
      Enternasyonalis bir yaklaşımla, belirli bir toprağı, belirli bir topluluÄŸun sahiplenerek savunmasına kayıtsız durmak....Bunu önemseyenleri milliyetçilikle ismlendirip bir nevi suçlamak...Konu tartışılırken bir bölgenin ve bir topluluÄŸun adını anarsanız o zaman daha da cesaretli davranıyorlar ithamlarında. Ä°slam yerine, Türk ve Türkiye adlarının geçmesi daha derinleÅŸtiryor muhalefetlerini. Bunu ırki bir zaaf olarak görüyorlar.  Zaten ÅŸöyle bir vatan tarifi yaptıklarını gözlemlemek mümkün: Belki tam olarak Tevfik Fikret’in dediÄŸi gibi Ruy-i Zemin (yeryüzü), millet de Nev-i BeÅŸer (insanlık) deÄŸilse bile, buna yakın bir ÅŸeydir onların gözünde. Dünya’yı ve içinde yaÅŸayanları ikiye (Müslümanlar-Gayri müslümler diye) ayırmak. Bunun dışındaki her türlü sınıflandırmaya ve sınırlamaya Ä°slam dışı ve basit bir düÅŸünce tarzı olarak bakıp dudak bükmek... Bu anlayış kabullenilebilir mi?

Hadiseleri deÄŸerlendirirken iki türlü yöntem kullanılır. Birisi utopik, farazi; diÄŸeri ise gerçekçi-pratik olandır. Her iki yöntemi de tek başına bir diÄŸerine tercih etmek, yanlış sonuçlara götürür bizleri. Utopya; insan düÅŸüncesinin ufkunu açarak onun geliÅŸmesini saÄŸlar. Gerçekçilik ise ütopya ‘hayal’ ile yükseliÅŸe geçen insanın ayaklarının zeminle irtibatının devamını saÄŸlar. Ä°nsanlığın bir birlik olması, tek bir bayrak altında adilce yönetilmesini istemek ütopyadır; güzel bir hayaldir. ‘KeÅŸke olsa’ diye herkesin içinden geçireceÄŸi ve karşı çıkamayacağı bir düÅŸüncedir. Çünkü o zaman yapay sınırlar kalkacak, yeryüzünün kaynakları daha geniÅŸ manada kullanılarak zenginleÅŸme tüm insanlık için mümkün olacaktır. Böylece bölgesel eÅŸitsizliklerin getirdikleri sorunlardan daha az rahatsızzlık duyacağız. Utopya bunu arzu eder, nihai hedef olarak insanın önüne koyarken gerçekçilik; her insan topluluÄŸunun kaçınılmaz bir ÅŸekilde belirli bir bölgeyi, coÄŸrafyayı sahiplenerek orayı yurt tutmak zorunda olduÄŸunu, buna meylettiÄŸini söyleyecektir. Ä°nsanın doÄŸduÄŸu topraklara, kıraç ve beÅŸ para etmez yerler bile olsa, ömür boyu süren nostaljik özlemi bu duyguda kökünü bulur..
   Özgürlük terimi kullanılırken kuÅŸlar gibi olmak örnek verilir hep. Bir kuÅŸ gibi, hiç bir coÄŸrafi engel tanımadan, özgürce yükselmek ve istediÄŸi yere gitmek gerçekten rüya gibidir. Ä°nsan kuÅŸ gibi özgür olsa, hiç bir mekanı diÄŸerinden ayırt etmeyerek hergün baÅŸka yerde bulunmayı tercih eder miydi? Ä°lginçtir bunu yapabilecek konumda olan canlılar bu ÅŸekilde davranmıyorlar. Belirli bir kuÅŸ sürüsü, bir bölgeyi mesken tutarak sınırları belirli diyebileceÄŸimiz bir alanda yaÅŸamayı tercih ediyor. Göçmen kuÅŸlar var tabii ki fakat onlar da rastgele yerlere gitmiyor, gittikleri yerleri diÄŸer kuÅŸlardan farklı olarak bir mevsimlik deÄŸerlendiriyorlar. Yine bir aslan ailesi, uçsuz bucaksız bir ormanda rasgele yaÅŸamıyor. Artık yetiÅŸkin olup kendi ailesini kurması gerektiÄŸinde, bunun için uygun bir bölge araÅŸtırıyor. EÄŸer kendinden önce, göz koyduÄŸu bölgenin bir sahibi varsa ona meydan okuyor. Savaşı kazanırsa bu bölgenin yeni sahibi olup, o bölgede avlanma hakkına kavuÅŸuyor. DeÄŸilse araÅŸtırmasını baÅŸka bölgelerde sürdürmek ve uygun bir yurt bulmak zorundadır.

   Ä°nsan için, belirli bir bölgeye yerleÅŸip, belirli insanlarla münasabet kurarak bir çevre edinme, sadece fiziksel zorunluluk deÄŸildir. Ä°nsanın diÄŸer canlılarla bazı temel noktalarda ortak özellikler sergilediÄŸi bilinen bir gerçektir. Yurt edinme, bir topluluÄŸa mensup olma istenci bunlardan biridir. Son zamanlarda bilimin ilerleyiÅŸi karşısında duyulan aşırı hayranlık, bilimadamlarına duyulan aşırı güvene dönüÅŸmüÅŸtür. Onların bilim adı altında her söyledikleri, adeta kutsal bir metin gibi kabul görmektedir. Yurt edinme ve vatan sevgisi bu baÄŸlamda içgüdüsel bir davranış olarak ilkel bulunmaktadır. Ulaşım imkanlarının artışıyla daha sık seyahatlerin yapıldığı Dünya’da, halkların arasındaki kültürel yakınlaÅŸma sanat ve edebiyata da yansımıştır. Bu baÄŸlamda vatan sevgisi, yurt özlemi, düÅŸman v.s gibi kavramlar ilkel insan düÅŸüncesi olarak nitelenmeye baÅŸlamıştır. Günümüzde, bir bölgeye yerleÅŸmiÅŸ ve orada yetiÅŸmiÅŸ bir insan, ömrünün geri kalanını, iÅŸ imkanlarından dolayı baÅŸka bir yerde tamamlamak tercihinde bulunabiliyor. Bunun için gerekli vasıfları taşıması ve bir pasaport alması yeterli oluyor. Kabilesel farklılık ve bunun getirdiÄŸi yabancılaÅŸmadan kaynaklanan düÅŸmanlık esasına göre çizilmiÅŸ olan siyasal sınırlar sanki anlamını yitirmiÅŸ gibidir böyle anlarda. Ä°nsanlar bunu gördükçe daha fazla cesaretle sınırları sorgulamakta, bunlar olmasa daha rahat bir dünayada yaÅŸayacaklarına inanmaktadırlar. Günümüzde insan geçiminin temel kaynağı toprak deÄŸildir üstelik. Tarım ve hayvancılık çağında, topraÄŸa sahip olmamak, hayat hakkını yitirmekle eÅŸdeÄŸerdi. Åžimdi geçim topraktan olmadığına göre, onun için can vermek geçmiÅŸte kalmış bir yaklaşım olmalıdır diye düÅŸünülüyor. Çünkü insanın yeni geçim kaynakları olan fabrikalar her yerdeler. Sahipleriyse sizin hangi kabile ve dine ait olduÄŸunuzu önemsemez görünüyorlar. Bütün bu sosyal ÅŸartlar yanyana gelince insanlığı birbirine daha çok yakınlaÅŸtırıyor, tek bir çatı altında buluÅŸma hülyasını ateÅŸliyor.

  Ä°nsanların ancak bir topluluk halinde yaÅŸayabilecekleri, buna mecbur oldukları biliniyor. Peki bu topluluk kimlerden oluÅŸmalıdır? Kimlerle bir topluluk oluÅŸturmalıdır insan? Bunun en tabii cevabı kendi kanından olanlardır. Ä°nsan’ın en yakını öncelikle kendi kanından, kendi soyundan olanlardır. Sonra komÅŸularıdır; tanıyabildiÄŸi, ulaÅŸabildiÄŸi yerdekilerdilerdir. DüÅŸmanı ise uzakta, tanımadığıdır. DüÅŸmanlığını açıkça belli eden ve elindekine göz dikendir. Ä°nsan ne kadar uzak bölgelere ulaşır, ne kadar çok kiÅŸi tanıyıp onlardan emin olursa o kadar özgür olur ve bundan mutluluk duyar. Çünkü mutluluk bir anlamda emin olmak, emniyette hissetmektir de...Din bu anlamda vardır. Ä°nsan topluluklarının aynı inanca sahip olarak birbirine yakınlaÅŸmasını, birbirinden emin olmasını saÄŸlar. Din, Allah’ın insanlığa bir rahmetidir. Onunu sayesinde insanlık güvenle Dünya’nın bir ucundan diÄŸer tarafına gidebilir. Bir Budistin durduk yerde, zevk için mesela Amerikalı bir sapık gibi sokakta rasgele ve anlaşılmaz bir nedenle adam öldürmeyeceÄŸini bilmek az güvence midir? Ä°nsanların din adı altında sahip oldukları disiplinler sayesinde ne yapacaklarını ve ne yapmayacaklarını bilmek insanlık için bir rahmettir.

      Amerika keÅŸfedildiÄŸinde, kıta Avrupasından büyük göçler aldı. Geldikleri yerde mezhep ve ulusçuluk yüzünden birbirini boÄŸazlamakta olanlar, ÅŸimdi bu yeni topraklarda ortak düÅŸmanları Kızılderililer ve vahÅŸi tabiate karşın yeni bir birlik oluÅŸturabildiler. Ä°nsanların bir birlik oluÅŸturması için Ortak düÅŸmanın önemli bir faktör olduÄŸuna gayet açık bir örnektir bu. Demek ki, bir birlik meydana getirmek için kitlelerin biraraya gelmesi yetmiyor, bir de düÅŸman tanımlaması gerekiyor. DiÄŸer yandan, geliÅŸmelerini tamamladıklarında ve ihtiyaçları kalmadığında tebaası oldukları anavatanları Ä°ngiltereye karşı savaÅŸ açarak bağımsızlıklarını ilan ettiler. Böylece Avrupa soyundan gelenler yeni bir ulus kimliÄŸine büründüler.Yeni bir yurt edinmiÅŸler ve halihazırdaki düÅŸmanlarını bertaraf ederek yeni bir kimlik edinmiÅŸlerdi. Tabiatin kendilerine sunmuÅŸ olduklarından baÅŸkalarını pay sahibi yapmak istemiyorlardı. O dönemde Avrupa, en hümanist düÅŸüncelerin filizlendiÄŸi coÄŸrafya olmasına karşın menfaat ayrılığı, apayrı siyasal çizgilere sahip olmaya yetmiÅŸti. Bunlar bizlere insan toplulukların gerek yapay, gerekse doÄŸal olarak bir grup oluÅŸturmak zorunda olduklarını ve grubun kendilerini tanımlayarak Dünya coÄŸrafyasında bir yaÅŸam alanı(yurt) bulmak zorunda olduklarını gösterir. Yurt edindikleri yerde güçlü olacaklar, burayı baÅŸkalarından koruyacaklardır. Bu gerçek hayati önemde bir ilkedir. Bir din içerisinde basit sayılacak konularda çıkan ihtilaflar neticesi taraftar bulan mezheplerin, böyle bir siyasi bir düÅŸünceye temel yapılmak istendiÄŸini düÅŸünüyorum.  

      Ä°slam, insan tabiatini yok eden deÄŸil, onun önünü açarak serpilmesini amaçlayan bir dindir. Birlik olmak amacıyla bütün insanlığı, yahut aynı dinin müminlerini  zorbalıkla bir çatı altında birleÅŸtirmeyi öngörmediÄŸini düÅŸünüyorum. Fakat zaten bir birlik varsa, bunu bir nedenle, müslümanların aleyhine olarak bozmaya çalışanlara da en sert ÅŸekilde karşı çıkar. Hz. Ebubekir döneminde, Müslümanların Devlet’ine vergi vermeyi red edenlerin birincil tehdit olarak algılanması, ordunun ilkönce onların üzerine gönderilmesi sanıyoeum bu anlayışın sonucudur. Var olan birliktelikleri bozmak böylece toplulukların gücünü kırıp düÅŸmana yem etmek birincil tehdittir her zaman. Bunu anlayamayanlar, özgürlük, hürriyet v.s gibi sözleri terennüm ederek, batılı büyük projelerin birer unsuru olduklarını fark edememektedirler.

     Sonuç olarak ÅŸunu söyleyebiliriz ki, Dünya vatandaÅŸlığı gibi bir kavram henüz muhaldir, mümkün deÄŸildir. Günün birinde dünyayı bir merkezden tek bir süper devlet yönetse bile insanlar yine gruplaÅŸacak, kendilerini tanımlama ihtiyacı hissedeceklerdir. Hümanizm gibi erken dönemde batıda çıkmış olan kavramlar ütopya olarak insan hayallerini süslemeye devam etseler de, gerçekçilikten uzaklaÅŸmamak gerekiyor. Bunun yegane yolu insan tabiatini tanımak ve gereÄŸince hareket etmektir. Ä°nsan topraksız ve çevresiz olamaz. Nasıl ki bir kuÅŸ sürüsünün, okyanusta bir balık çeÅŸidinin yahut uçsuz ormanda bir aslanın yurdu varsa; insanın da olmalıdır, olacaktır. Orayı uÄŸrunda ölümü göze alarak savunacak ve vatan yapacaktır.

       Aksi söylemler bana hep, tilkinin sözlerine kanarak ÅŸarkı söyleme sevdasına düÅŸen, böylece aÄŸzındaki peyniri kaptıran karganın durumunu hatırlatıyor, nedense

Yorum

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 03-05-2009 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
111283133 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net