|
Sahte muhtıra yazan ve manşet atan gazeteciler
Tevfik DÄ°KER
13 Haziran 1993’te yapılan DYP OlaÄŸanüstü Büyük Kongresi’nde Manisa milletvekilleri olarak üçe bölünmüÅŸtük.
Yahya Uslu, Ümit Canuyar, Cengiz Üretmen ve bendeniz Tansu Çiller’i destekledik.
Dönemin Maliye Gümrük Tekel Bakanı Sümer Oral ve Devlet Bakanı Akın Gönen Demirel’in adayı olan Ä°smet Sezgin’in, Rıza Akçalı ise Köksal Toptan’ın yanında yer aldılar.
Rıza Akçalı, delegelere “Ä°slam’ da kadından lider olmaz” diye propaganda yapıyordu.
Sonuçta Tansu Çiller kazandı…
Çiller hükümeti kurdu. Kabineye, Yalım Erez’in telkin ve özel gayretleriyle Çevre Bakanı olarak Rıza Akçalı’yı aldı.
Akçalı da bir kadın baÅŸbakanın arkasında dimdik durdu!..
***
Rıza Akçalı'nın bakan yapıldığı günlerde Eurogold Madencilik A.Åž.’nin Bergama-Ovacık'taki siyanürlü altın arama faaliyetlerine karşı çevre halkının mücadelesi en üst seviyede idi.
Ä°ÅŸte böyle bir konjonktürde Sabah Gazetesi’nin patronu Dinç Bilgin, Genel Yayın Yönetmeni Zafer Mutlu, Ankara Temsilcisi de Fatih Çekirge idi.
SAHTE MANÅžETÇÄ°LER!
Çekirge, 6 Ocak 1995 tarihinde Sabah’ta “Çiller’e sahte muhtıra” baÅŸlıklı bir manÅŸet habere imza attı.
Düzmece haberin sunuÅŸunda ÅŸöyle deniliyordu:
“Çiller'e sahte muhtıra
‘Atatürkçü Subaylar’ imzasıyla BaÅŸbakan ile gazete bürolarına gönderilen ve Ankara'yı karıştıran mektubun DYP Manisa milletvekilli Tevfik Diker tarafından yazıldığı belirtiliyor.”
…………………
Sahte belgede adım ve imzam yoktu.
Buna raÄŸmen uydurma bir kâğıt parçası haber ve manÅŸet yapılıyordu.
Fatih Çekirge yaptığı bu haberle kendisini açıkça ele veriyordu.
Haberde "gazete bürolarına gönderilen " diyordu.
DiÄŸer gazetelerin hiçbiri bu sahte muhtıraya itibar etmiyor, sadece Çekirge ve Sabah düzmece haberi öne çıkarıyordu.
Yoksa sahte muhtırayı kaleme alan ve haber yapan Sabahçılar mıydı?
Çekirge’nin uydurma manÅŸetini tesadüfen elime geçen bir ses kaseti vasıtasıyla Star ekranlarında ‘daha ilk gün’ deÅŸifre etmiÅŸtim.
Buna benzer birçok düzmece, mizansen, yalan haber 28 Åžubat sürecinde bir biri ardına yayınlanmıştı.
Çekirge imzalı Sabah’taki manÅŸetin bir hedefi vardı.
Bir yandan “Çevre Bakanı üzerinde bir baskı kurmak ve siyanüre destek vermesini saÄŸlamak” diÄŸer yandan da “Statüko’ya karşı beyanatlarıyla ve duruÅŸuyla ön plana çıkan Tevfik Diker’ i itibarsızlaÅŸtırmak!”
Meclis’e girdiÄŸim ilk günlerden itibaren “MGK demokratikleÅŸtirilmeli, Genelkurmay MSB’ye baÄŸlanmalı” diye demeçler vermiÅŸtim. Darbelere, kontrgerillaya karşı olduÄŸumu dobra dobra söylüyordum.
Yolsuzluklarla mücadele eden kimliÄŸimle fincancı katırlarını ürkütüyor, dahası bazı odakları deÅŸifre ediyordum.
28 Åžubat döneminde Sabah’ın genel yayın yönetmeni olan Zafer Mutlu, geride bıraktığımız yıl içinde Meclis Darbeleri AraÅŸtırma Komisyonu’nda o dönemi anlatmıştı.
Sabah yönetici ve yazarları olarak Tansu Çiller’le yaptıkları bir kahvaltıda konuÅŸulanları örnek göstermiÅŸti.
Zafer Mutlu, “Çiller, beni, Fatih Çekirge'yi ve Hasan Cemal'i kahvaltıya davet etti. Orada, askerlerin kendisini desteklediÄŸini, Genelkurmay BaÅŸkanı Karadayı’nın 'BaÅŸbakanlığı siz alın bu sorunlar biter' dediÄŸini öne sürdü. Ben de ona 'Yanılıyorsunuz, Ankara'da öyle bir hava yok' dedim...”
Fatih Çekirge, sözü edilen kahvaltının üzerinden 65 gün geçtikten sonra 1 Mayıs 1997'de, Çiller'in söylediÄŸi iddia edilen bu cümleleri köÅŸesinde yazmıştı
Tansu Çiller’in o dönemde danışmanı olan Mehmet Bican'a kahvaltıyla ilgili neler söylediÄŸini ise Bican’ın “28 Åžubat'ta Devrilmek” adlı kitabından öÄŸreniyoruz!
Mehmet Bican anlatıyor:
“Çekirge'nin o kahvaltıyı yazmasından sonra, Çiller yaÅŸadığı olayı kabullenemiyor, hırsını dizginleyemiyor, yeniden beni arıyor ve o konuda çok ayrıntılı konuÅŸuyor:
Eylül ayı başından beri bana sürekli darbe tarihi veren bu arkadaÅŸlar, o günkü kahvaltıda darbenin gününü, saatini hangi paÅŸanın nasıl darbe yapacağını, darbe sonucunda nasıl bir hükümet kurulacağını anlatıp durdular. Genelkurmay BaÅŸkanı'nın beni neden gözden çıkardığına dair tanıklar gösterdiler...
'Hükümetten ayrılın, kurtarın kendinizi' mesajı vermeye çalıştılar...
Hangi paÅŸanın hangi saatte kendilerini aradığını ve neler konuÅŸtuklarını bana aktarırken, bunları yatıştırmak istedim. Asker böyle bir ortamda darbe yapmaz. Beni neden sevmesin? Bana Yılmaz'dan daha çok güvenirler. Onlara bunları söyledim. Ä°ÅŸin özü bu...
Çiller, 'Kafalarında darbe üzerine kurulmuÅŸ bir senaryo var, o senaryoya beni ortak etmek istiyorlardı.' diye devam ediyordu...”
.....................
28 Åžubat sürecinde yaÅŸlı kurtların medyası iÅŸte böyle çalışmıştı.
***
Åžimdi, sizlere bazı önemli noktaları, baÄŸlantıları hatırlatmak istiyorum.
Zafer Mutlu sonradan Aydın DoÄŸan’ın el altından desteklediÄŸi Vatan gazetesinin kurucusu, patronu oldu.
Sabah’ın patronu Dinç Bilgin hapse girmiÅŸ, malına el konmuÅŸtu.
Buna karşılık Zafer Mutlu aynı hengâmeden Dinç Bilgin gibi batarak deÄŸil daha da yükselerek yani gazete patronu olarak çıkmıştı.
ÇEKÄ°RGE’NÄ°N KAÇINCI SIÇRAYIÅžI?
Fatih Çekirge ise Uzan Grubu’nun 1999’da çıkardığı Star Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni olarak Aydın DoÄŸan’a ve ErtuÄŸrul Özkök’ün yönettiÄŸi Hürriyet’e ağır ithamlara bulunmuÅŸtu.
Çekirge, Uzanlar’ın devri kapandıktan sonraki dönemde Hürriyet’e geçmiÅŸti.
Yeri geldiÄŸinde Cem Uzan döneminde uÄŸradıkları medya saldırısından ÅŸikâyet etmeyi çok seven ErtuÄŸrul Özkök sanki hiçbir ÅŸey olmamış gibi Çekirge’yi Hürriyet’te kanatları altına almıştı.
Fatih Çekirge, günümüzde ErtuÄŸrul Özkök’ün damadıdır!
***
Bir süre önce, memurhaber. com yazarı Adil Yargıcı köÅŸesinde Maliye Bakanı Mehmet ÅžimÅŸek’e ilginç bir soru soruyordu:
“Ey Maliye Bakanı Mehmet ÅžimÅŸek!
Star’a geçmek için Sabah’tan ayrılmadan önce Cem Uzan’dan beÅŸ milyon dolar transfer ücreti aldı, diye Meclis Darbe GiriÅŸimlerini AraÅŸtırma Komisyonu’na ifade veren Sabah’ın o dönemdeki patronu Dinç Bilgin’in ‘ihbar’ nitelikli bu ifadesi için Fatih Çekirge aleyhinde soruÅŸturma baÅŸlattın mı?...”
MEDYANIN ASIL MERKEZÄ° NERESÄ°?
28 Åžubat medyasının asıl fonksiyonunu çözebilmek için, bahis konusu yaptığım hâkim medyanın yaÅŸlı kurtlarla yani Ä°stanbul’daki baronlarla nasıl bir iliÅŸki içinde bulunduÄŸunu iyi bilmek gerekir.
Bu çok yönlü, sistematik baÄŸlantılar bugün de aynen geçmiÅŸte olduÄŸu sürmektedir.
Birbirine zıt gibi görünen gazeteler veya yazarlar son tahlilde aynı merkez tarafından yönlendirilmektedir.
Önceki yazımda CNN Türk’teki Dört Bir Taraf adlı program için verdiÄŸim örnekte olduÄŸu gibi…
Farklı roller üstlenen yazarlar, yorumcular aslında kendilerine biçilen rolleri yerine getirmektedirler.
Son dönemde medyada popüler hale getirilen Rasim Ozan Kütahyalı-Nagehan Alçı çiftinin Aydın DoÄŸan tarafından en fazla müsaadeye mazhar isimler olması tesadüf deÄŸildir.
ÖrneÄŸin, Nagehan Alçı çok deÄŸil üç yıl önce ÅŸimdikinin tam tersi fikirleri hararetle savunan bir yazarken belli bir süredir tamamen farklı bir rolde yani hükümet destekçisi imiÅŸ gibi karşımıza çıktı.
Nagehan Alçı’nın AkÅŸam gazetesinde yaptığı röportajları da gözden geçirdiÄŸinizde ilginç baÄŸlantılara ulaÅŸabilirsiniz.
Bunlardan en önemlisi 5 Mayıs 2008’de röportaj yaptığı Ä°shak Alaton’dur.
YaÅŸlı Kurt Alaton, medyada adeta aÄŸzının içine bakılan isimdir ve özellikle son bir yıldır birbirinden deÄŸiÅŸik çizgideki gazete ve televizyonlarda sürekli övülmektedir.
Medya üzerindeki asıl etkisi ise bilinmiyor.
Hürriyet ve Radikal’den Taraf’a, AkÅŸam’dan Zaman’a kadar geniÅŸ bir medya yelpazesinde Ä°shak Alaton el üstünde tutulmaktadır.
Neden acaba?
Alaton’un ise Taraf’a özel bir ilgisinin bulunduÄŸu son dönemde daha iyi anlaşılır hale gelmiÅŸtir!
2012 yılı içerisinde hakkında yazılan iki ‘lanse edici’ kitabın, muhafazakâr bir camiaya mensup bir gazeteci tarafından hazırlanmış olması çok ÅŸey anlatmaktadır.
Alaton’u ‘örnek insan’ olarak deÄŸerlendiren ve özellikle kritik etmeyen, büyük çeliÅŸkilerini hiç dile getirmeyen medyadaki malum yayınların 28 Åžubat soruÅŸturması baÅŸladıktan sonra bir biri ardına gelmesi ve halen devam ediyor olması, bence çok anlamlıdır.
Ä°shak Alaton’un Yeni Åžafak’taki bir röportajda “28 Åžubat soruÅŸturmasının geniÅŸlemesini istemediÄŸini, bunun çok yanlış yerlere varacağını” söylemesi dikkat çekicidir.
***
Burada, ÅŸu önemli soru akla takılmaktadır…
Yaşlı kurt İshak Alaton, 28 Şubat soruşturmasında sıranın işadamlarına ve medyaya gelmesinden mi korkmaktadır?
Söylemek istediÄŸim ÅŸu ki, uzunca bir süredir aslında derinlerde seyreden ‘YaÅŸlı Kurtlar Medyası’ vardır.
Bunu da, Ä°shak Alaton, Aydın DoÄŸan ve son kertede Rahmi Koç üzerinden tarif etmek doÄŸru olacaktır.Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz. Powered by AkoComment 2.0! |
