Serdar Arseven - Yeni Akit, 2011-07-23

Sohbet halkamızda “eÄŸitim” mevzuu geniÅŸ yer buldu.

Üniversite sınav sonuçları açıklanmış ve gençlerin büyük bir bölümü ya hiç kazanamamış ya da kabiliyetlerine uygun olmayan bölümleri “tutturmuÅŸ.”

Daha doÄŸrusu, kimin neye kabiliyetli olduÄŸu da belirlenmemiÅŸ...

Daha da doÄŸrusu, gençlerin kahir ekseriyeti “Türkçe” bilmediÄŸinden, evet evet resmen Türkçe bilmediÄŸinden, “anadil”le ÅŸekillenmesi gereken “anlam dünyası” bomboÅŸ kalmış.

Anlam dünyası boÅŸ insan neye kabiliyetli olduÄŸunu nereden bilecek!..

Hesaplayanlar, günlük hayatta en fazla 300 kelime ile idare edildiÄŸini belirtiyor...

Bu kadar kelime ile dünyayı anla...

Ülkeni anla, ÅŸehrini, semtini anla...

En önemlisi de kendini anla!..

Dilimizle birlikte düÅŸüncemiz de gitti; “Kelime ırkçılığıyla” baÅŸladık, “internet alemi”ndeki “kısaltma kültürü”nün de etkisiyle iyice daraldık.

Åžimdi, “mümkün olduÄŸunca az emek verip çok kazanmayı hayal eden”,

Daha yirmili yaÅŸlarda emeklilik hesabı yapan, gâyesiz ve gâilesiz bir “nesil” var elimizde.

En fazla “üç yüz kelimelik” dünyası olan!..

¥

Ä°ngiltere’de eÄŸitim görmüÅŸ Selami Çekmegil üstadımızın anlattığı bir uygulama...

Bakmış ki Ä°ngiliz, “Pakistanlı çocuklar” çok daha çalışkan, zeki, baÅŸarılı...

“Bu gidiÅŸe son vermek lazım!” demiÅŸ ve Pakistanlı çocuklara “Logaritma cetveli” ezberletmeye karar vermiÅŸ...

Birkaç senelik uygulamanın ardından Pakistanlı çocuklar zihnen mefluç...

ÖÄŸrenmenin hiçbir anlam ifade etmediÄŸi “Logaritma cetvelini” yemiÅŸ yutmuÅŸ ama hayata dair hiçbir “bilgiye” sahip olamamış bir gençlik.

Bizdeki de adeta “Ä°ngilizlerin Pakistanlı çocuklara” uyguladığı model!..

Gence manevi eÄŸitim vermiyor, maddi eÄŸitim vermiyor, mesleÄŸe hazırlamıyor, piyasayı öÄŸretmiyor...

Bırakın “ikinci dil”i, “üçüncü dil”i, “anadil”ini bile öÄŸretmiyor!..

Ve çok daha vahimi, öÄŸretmekle sorumlu olanların büyük bir bölümü de “aslında” Türkçe bilmiyor!..

¥

Hayat mücadelesinde gerekli olan donanıma sahip olmayan genç için “tek yol” kalıyor bu durumda:

Ä°ÅŸi “üçkağıtçılıkla” idare etmek...

Misalini çok gördük; “patron”unla “müdür”ünle “subjektif” iliÅŸkiler kurarsın...

Fitne, dedikodu üretirsin...

Ayak oyunları yaparsın...

Kabiliyetsizlere destek olur, bir “kabiliyet” gördüm mü “tüketmeye” çalışırsın.

Yöneticini “satacağın” güne kadar, kendini “adam”mış gibi “satmaya” çalışırsın.

¥

Telkin de o deÄŸil mi ya;

“Gemisini yürüten kaptan!..”

¥

Bu sistem “Kurnaz” insan yetiÅŸtiriyor...

“Akıllı” insan ise bir “eÄŸitim devrimi”nin ürünü olacak...

Bugünlerdeki “hoÅŸ havanın” devamı da bu “eÄŸitim devrimi”ne baÄŸlı...

Yeni Milli EÄŸitim Bakanımız Ömer Dinçer’e “selam”larımızı ve “baÅŸarı” dileklerimizi ileterek...

Ve de...

“Devrimlerin takipçisi olacağız” diyerek bitirmiÅŸ olalım.