06-05-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow Güncel Yazılar arrow UFOLAR VE UZAYLILAR FENOMENÄ°
UFOLAR VE UZAYLILAR FENOMENİ PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 19
KötüÇok iyi 
Yazar Halit Özdüzen   
05-02-2011
               UFOLAR VE UZAYLILAR FENOMENÄ°

                                    Halit Özdüzen 
      Ä°nsan yeryüzündeki hangi coÄŸrafyada yaÅŸarsa yaÅŸasın, yaÅŸamı boyunca onu etkileyen, gökyüzü ve onda bulunan nesne ve olaylar olmuÅŸtur. Bu nedenle  bazen bir okyanus gibi  ona dalıp yukarılara gitme hayalleri kurduÄŸu gibi,  bazen de oralardan birilerinin gelip  kendisine  bir haber getirmesini beklemiÅŸtir. Bunun pek çok psikososyal izahı yapılabilirse de bize göre dünyanın evrene açılan maddi ve manevi giriÅŸ ve çıkışı olan tek kapısı olmasından kaynaklanmıştır. O kapıdan birçok mistik haber geldiÄŸi gibi pek çok tabiat olayı sonrası gelen rahmet veya
felaketlere ÅŸahit olmuÅŸtur. Bütün bu olgular insanda sevinç, mutluluk veya üzüntü;  hatta korku yaratarak hayrete düÅŸürüp uzun süre tesiri altında da bırakmıştır. Bu nedenle maddi veya manevi göksel olaylar anlatılırken, hep kulak kesilerek dinlenmiÅŸtir

     Gökyüzüyle ilgili insanların 20. yy. da kolektif olarak oluÅŸturduÄŸu en önemli olgulardan birisi de UFO ( Unidentified  Flying Objects) “Tanımlanmamış Uçan Cisimler” ve uzaylılar (Dünya dışı canlılar)  olmuÅŸtur.  1950’li yıllardan itibaren A.B.D.’de oluÅŸmaya baÅŸlayan fenomen on yıl sonra uluslararası kültürel bir olgu konumuna gelmiÅŸ, 60 yıldan beri ilgi ve merak her geçen gün daha da artarak devam etmiÅŸtir. Konuyla ilgili bazı düÅŸünürler “üzerinde kafa yormaya deÄŸmez” derken birçok düÅŸünür de bu konuyu kendi disiplini içerisinde irdelemiÅŸtir. Ünlü halkbilimci Thomas E. Bullard: “UFO’lar modern bilinci dayanılmaz bir güçle istila ettiler ve bu konuda durmaksızın yayımlanan kitaplar, makaleler, gazete baÅŸlıkları, filmler, televizyon yayınları, çizgi filmler, ilanlar vs. dalgası bu olguyu doÄŸrulamaktadır.”  diyerek konunun halkbiliminde ne denli etkili olduÄŸunun altını çizmiÅŸtir.

   MEDYA VE Ä°LETİŞİMÄ°N ETKÄ°SÄ°
     Kaynaklara göre “20. yy. baÅŸlarında uzaylıların varlığı konusuyla dalga geçmek üzere ‘Küçük YeÅŸil Adamlar’ ya da ‘Merihliler’ teriminin kullanıldığı görülür. Rengin yeÅŸil seçilmesi muhtemelen Edgar Rice Burroughs’un Merihli türlerinden söz ettiÄŸi “A Princess of Mars” (1912) adlı romanında bir türün deri renginin yeÅŸil olmasından kaynaklanmaktaydı. Bu renk daha sonra Harold Sherman (The Green Man,1946) ve Damon Knight (The Third Little Green Man, 1947) gibi birçok yazar tarafından da benzer anlamda kullanılmıştır. ”(Kitaplar Türkçede yayımlanmadığı için kaynaklardaki orijinal isimleri verilmiÅŸtir.)

   UFO’lar ya da Dünya dışı canlılar konusu H. G. Wells tarafından “Dünyalar Savaşı” adlı romanıyla gündeme gelmiÅŸtir. Daha sonra yayımlanan bilimkurgu romanları içinde ilklerden biri olan bu roman sonraları iki defa da sinemaya uyarlanmıştır. Ä°lki 1953’te Byron Haskin tarafından, diÄŸeri ülkemizde de oldukça tanınan  “E.T. the Extra-Terrestrial” filmlerinin de yapımcısı olan Steven Spielberg tarafından 2005’te beyaz perdeye aktarılmıştır.  

     AraÅŸtırmacılara göre UFO konusunun  halkbilimi  açısından en önemli dönemecini Ä°sviçre doÄŸumlu  Erich Von Daniken’in Chariots Of The Gods  ‘Tanrıların Arabaları’ kitabının 1970’te yayımlanmasıyla almıştır. Yazar, kitabında Dünya dışı zeki varlıkların Dünya’yı binlerce yıldır ziyaret ettiÄŸini ileri sürerek, bu iddiasını çeÅŸitli arkeolojik örnekler ve henüz çözülemediÄŸi için sır gibi görülen verilerle de desteklemeye çalışmıştır. “Dünyanın birçok ülkesinde çeÅŸitli dillere çevrilip onlarca baskı yapan kitap Ülkemizde yanılmıyorsam yüzün üzerinde baskı yaparak inanılması güç bir rekor kırmıştır. Kitabın toplum üzerindeki negatif etkisini kırmak için birçok gazeteci ve araÅŸtırmacı karşı görüÅŸ bildiren makaleler yayımladığı gibi “Tanrıların Arabaları Yok” ÅŸeklinde eleÅŸtiri kitapları hazırlanmıştır. Kitabıyla çok yüksek bir itibar ve dünyalık elde eden Daniken daha sonra  “Yıldızlara DönüÅŸ”, “Tanrıların Strajesi” ve baÅŸka çalışmalarıyla kendi oluÅŸturduÄŸu çizgiyi devam ettirmiÅŸtir. YetmiÅŸli yılların sonuna doÄŸru ülkemizde Truva, Bergama, Kapadokya ve Adıyaman’daki Nemrut Dağını da ziyaret eden yazar,  Nemrut’taki devasa heykelleri inceledikten sonra basına demeç vererek “Heykelleri uzaydan gelenlerin yaptığını ve uzay gemilerini de tümülüsün altına sakladıklarını iddia etmiÅŸtir.”  Hâlbuki tümülüs daÄŸdaki Grek yazılarına göre Komagene Kralı I. Antiokos’un anıt mezarının üzerinde bulunmakta olup altında da antik mezar odası bulunduÄŸu sismik sondajlar ve arkeolojik kazılarla kanıtlanmıştır.  Herkes tarafından bilinen bu tarihi gerçeÄŸi yerinde incelediÄŸi halde Daniken tarafından bilinmediÄŸini söyleyemeyiz. Tek başına bu tespit bile Daniken’in ne kadar desteksiz attığını kanıtlamaya yeterlidir! Buna raÄŸmen alıcısı olduÄŸu için daha çok kitap, yazı ve belgeseller hazırlayacaktır.

    AraÅŸtırma kuruluÅŸlarından Gallup Poll tarafından A.B.D.de yapılan bir araÅŸtırmaya göre, halkın 9 ay önce baÅŸkanlıktan ayrılan BaÅŸkanın adından daha çok UFO lardan söz edildiÄŸi belirlenmiÅŸtir. Aynı ÅŸirketin 1996’da yaptığı bir baÅŸka istatistikî araÅŸtırmaya göre, A.B.D.’deki insanların %71’i devletin UFO’larla ilgili bilgileri gizlediÄŸine inandığını belirtmiÅŸtir; yine 2002’de “Sci Fi” isimli bir televizyon kanalı için “Roper Poll” tarafından aynı konuda yapılan istatistikî araÅŸtırma da benzer sonucu vermiÅŸ ve bunun yanı sıra giderek daha fazla insanın UFO’ların Dünya dışı kökenli olduÄŸuna inandığı sonucunu ortaya koymuÅŸtur. Fransa’da yapılan istatistikî araÅŸtırmalar, insanların % 48’inin Dünya’nın uzaylılarca ziyaret edildiÄŸi görüÅŸünden yana olduklarını belirlemiÅŸtir. Bu araÅŸtırmalar tek başına incelendiÄŸinde bile çağımızın ne kadar güçlü bir bilgi ve enformasyon çağı olduÄŸu ve reklamın insanlar üzerinde ne kadar etkili olduÄŸunu kanıtlamaya yeterlidir. 

        SÄ°YAH GÄ°YSÄ°LÄ° ADAMLAR VE UZAYLILARIN KAYMAÄžI
       “Siyah Giysili Adamlar” ya da “Siyah Giyen Adamlar” (Ä°ngilizcesi, Men in black, MIB)  Amerikan halkbiliminin  bir ürünü olarak, hayalî kiÅŸileri belirten genel bir terimdir. Sözde var olan bu kara giysili, son derece tehlikeli kiÅŸilerin amacının Dünya dışı canlılara iliÅŸkin bilgilerin insanlığa ulaÅŸmasını engellemek olduÄŸu varsayılmaktadır. Böyle düÅŸünenlere göre kendilerini genellikle Amerikan Federal Hükümeti adına çalışan ajanlar olarak takdim ederler. Dünya dışı bir UFO veya fenomene tanık olanın evine ertesi gün ya da azami birkaç aylık bir süre sonra bir ya da birkaç kiÅŸi (genellikle üç kiÅŸi) olarak gelirler; içlerinden biri kadın da olabilir. Tanık onları olayı örtbas edip gizlemekle görevli hükümet ajanları olarak, bazen de esrarengiz amaçları olan Dünya dışı canlılar (uzaylılar) olarak görür. Genellikle, arabaları da modeli eski fakat yeni araba olur.“Siyah Giyen Adamlar” konusunu Gray Barker, ufolojinin klasiklerinden biri sayılan, makalelerini bir araya getirerek oluÅŸturduÄŸu “Onlar Uçan Daireler Hakkında Çok Åžey Bildiler” adlı kitabıyla bilim kurgu olarak gündeme getirmiÅŸtir. Senaristler bu konudan yararlanmakta gecikmezler, “Siyah Giyen Adamlar”ı konu alan televizyon dizileri yapılır. Ayrıca bu konuyu iÅŸleyen çizgi romanlar ve çizgi filimler yapılıp daha önceleri olduÄŸu gibi uzaylılar ve Ufo’lar konusunda birilerinin kafasına yeni sorular atılırken birileri de dolar tomarlarını bankalardaki hesaplarına aktarmıştır.
         
      ABD halk kültüründe geliÅŸerek ve çok kısa bir zamanda dünyaya yayılarak otoritenin simgesine dönüÅŸen siyah giysiler, mafya yer altı dünyasının ve badigartların benimsediÄŸi konuma gelmiÅŸtir.  Büyük ÅŸehirlerde ana cadde ve bulvarda yapılan saha araÅŸtırmalarında birkaç siyah giysili ve siyah gözlüklü, sert emirler veren adamın komutlarına kitlelerin kayıtsız ÅŸartsız uyup itaat ettiÄŸi gözlenmiÅŸtir. Bunun sonucunda devlet adamlarının yakın korumalarına bu kıyafetler giydirilmeye baÅŸlanmıştır. Son zamanlarda da pazarlama ve tanıtım yapan ÅŸirketlerin plasiyerleri de müÅŸterilerini baskı altında tutmak amacıyla bu kıyafeti giydiÄŸi ve siyah gözlük taktığı gözlenmektedir.

      Ufo ve uzaylıların kaymağını yeme sadece Daniken ve “Siyah Giyinen Adamlar”ın kurgucuları ile sınırlı deÄŸildir. Kaynaklara göre UFO fenomeni 1980’li yıllarda, özellikle A.B.D.’de korku romanları yazarı Strieber’ın etkisiyle daha çok ‘uzaylıların Dünyalıları kaçırması’ gibi tedirgin edici konular iÅŸlenmeye baÅŸlandı ve ‘Gizli Dosyalar’ gibi televizyon dizileri ortaya çıktı. Bununla birlikte bu edebiyatta da uzaylılara genellikle iyi roller veriliyordu. David Jacobs ve Budd Hopkins gibi yazarlar insanlığın Dünya dışı canlılarca genetik olarak etkilenmesini de iÅŸlediler. Psikiyatr John Mack, Dünya dışı istilacılara insanlığa bilgelik getirmeye çalışan sert fakat iyi rehberler rolü verdi. Son yirmi yıl UFO’lar ve uzaylılar konusundan esinlenen kitaplar ve filmler açısından çok zengin bir ÅŸekilde geçmiÅŸtir. Son zamanlardaki filmler arasından özellikle Roland Emmerich’in KurtuluÅŸ Günü (1996), Robert Zemeckis’in  ‘Mesaj’(1997) ve M. Night Shyamalan’ın “Ä°ÅŸaretler” filmi oldukça ilgi çekmiÅŸtir.” Tabi bu ilgiyle beraber giÅŸe hâsılatları da yazar ve yapımcıları kenar semtlerden gökdelenlerdeki lüks ofislere, garajlarında Jaguarlar bulunan villalara taşınmalarını saÄŸlamıştır.

     Yine Kaynaklara göre : “1950’li yıllardan itibaren UFO fenomeniyle ilgili, “temas grupları” adı verilen ve Hıristiyan  tarikatları  olarak nitelenen  bazı grupların ortaya çıktığı görülür. Bu tür gruplar genellikle semavi varlıklarla ya da uzaylılarla doÄŸrudan ya da dolaylı (telepatik) olarak temas halinde olduÄŸunu iddia eden bir gurup ya da bir lider çevresine toplanmış müritlerden oluÅŸmaktadır. Bu tür grupların Dünya dışı kaynaklardan aldıklarını ileri sürdükleri mesajların ana konularından biri de nükleer silahlardaki artış tehlikesi karşısında insanlığın uyarılmasıdır. Günümüzde bu tür temas tarikatlarının gerek eskileri gerekse yenileri, Hıristiyanlık ve DoÄŸu dinleri unsurlarının "uzaylıların Dünyalılara karşı 'iyi dilekli' oluÅŸundan” yola çıkan fikirlerle baÄŸdaÅŸtırıldığı bir dünya görüÅŸüne sahiptirler. 1970 yıllarında, bu gruplardan ‘New Age’ akımının UFO’lar ve uzaylılardan söz eden kitaplarının yayımlanmasıyla, konuya daha geniÅŸ açıdan bakılmaya baÅŸlanmış ve UFO’ları doÄŸaüstü konulara da baÄŸlayan bir yenilik hareketinin oluÅŸtuÄŸu görülmüÅŸtür. Her ne kadar UFO’ları dinsel kavramlarla baÄŸdaÅŸtırma hareketleri 1950’li yıllardaki temas gruplarında da az çok görülmüÅŸse de 1970’lerde bu baÄŸdaÅŸtırma hareketleri son derece geniÅŸ bir skala içine yayılmıştır. New Age akımı mensuplarının çoÄŸu dünya dışı canlılara inanmış ve onlarla temas kurma giriÅŸimlerinde bulunmaktadırlar.” 

    Bu grup ve tarikatların müritlerinden topladıkları milyarlarca dolarlarla ölçülen servetler hükmettikleri liderlerinin özel korumalarca korunan villalarda oturduÄŸu ve lüks içerisinde yaÅŸadıkları göz önüne alındığında uzayların kaymağını daha kimlerin yedikleri iyice anlaşılacaktır.

       OLAYLAR, TANIKLAR VE Ä°LERÄ° SÜRÜLEN KANITLAR
      UFO gözlemleri hakkında bilim otoritelerinin ve tarafsız araÅŸtırmacıların ortak görüÅŸü çoÄŸu, gözlemlerinin gerçekliÄŸi hakkında elle tutulur bir kanıt veremeyen bir veya birkaç kiÅŸinin çok az kesin tanıklığı üzerine kurulu olduÄŸudur. Yalnızca tanıklıklar üzerine kurulu olaylardan baÅŸka, nadir olmakla birlikte, doÄŸrudan veya dolaylı fiziksel unsurlarla desteklenen olaylar da bulunmaktadır. Olayların bir kısmı ülkelerin bilimsel ve askerî otoritelerince yapılan soruÅŸturmalarla araÅŸtırılmış ve kayıt altına alınmıştır. Bu olaylardaki doÄŸrudan fiziksel veriler genellikle radarlarla veya fotoÄŸrafik cihazlarla yapılan saptamalar incelenmiÅŸtir, dolaylı fiziksel veriler olarak belirtilenler toprak üzerinde UFO’larca oluÅŸturulduÄŸu varsayılan izler, ancak elektromanyetik etkiyle oluÅŸabilecek izler ve çevrede yaratılan karışıklık izleri de deÄŸerlendirilmiÅŸtir. UFO’ların neden olduÄŸu ileri sürülen elektromanyetik giriÅŸimler genellikle otomobillerin arıza yapmasıyla, elektrik kesilmeleriyle, radyo ve televizyon yayınlarıyla, iletiÅŸimle ve hava ulaşımıyla ilgili elektromanyetik olaylar olup, “UFO severler” bu olayları uzaylılarla irtibatlandırmaktadır.

    Dini kanıt olarak ileri sürülenlere gelince: Ufo severler tezlerini ispatı ve düÅŸüncelerinin toplumda etkili olabilmesi için, gayri resmi “ufoloji” adıyla sözde bir bilim dalı kurdukları gibi dindarları elde etmek için dini metinleri de kanıt gösterme çabası içine girmiÅŸlerdir.  Hıristiyanlar ve Yahudilerce kutsal kabul edilen Ahdi Atik ve yine Hıristiyanlarca kutsal kabul edilen Müjde’lerdeki bazı Bap’ları çarpıtarak kendilerince yorumlamışlardır. Onların paralelinde Ä°slam coÄŸrafyasında yaÅŸayan yandaÅŸları da Kur’an’da geçen bazı ayetlerin UFO ve uzaylılara iÅŸaret ettiÄŸini ileri sürmektedirler.

     Hıristiyan Dünyasındaki “Ufo severlerin”  en önemli dayanaklarından biri Ahdi Atik’teki Hezerkiel bölümünde geçen hikâyeleredir. Hezerkiel denilen zatın aynı bölümde kâhin olduÄŸundan bahsedilmektedir. Babil Sürgünündeki Ä°srailoÄŸulları’nın kâhini milletini yüreklendirmek için gördüÄŸü bazı vizyonlardan bahsetmektedir. Ä°yimser yaklaşımla ele alınacak olursa, mitolojik hikâyeleri andıran ve destan tarzında kaleme alınmış hikâyeler sözlü kültürle devam ederek olaydan bir iki yüz yıl sonra sürgün dönüÅŸü en erken Ezra tarafından veya daha sonraki dönemlerde kaleme alınmıştır. Çünkü Babillilerin istilasıyla tamamen ortadan kalkan Kitab-ı Mukaddesin birçok bölümünü  “Babil Sürgünü” sonrasında Ezra tarafından yeniden oluÅŸturulmuÅŸtur.

        Ä°leri sürülen ikinci kanıt Kitab-ı Mukaddesin son bölümüne eklenen ve Müjde Ä°ncillerinin sonunda yer alan  “Yuhanna’nın Vahyi “ bölümünde Yuhanna’ya atfedilen vizyondur. Yuhanna Ä°sa (A.S.)’ın vefatından sonra kendisine bir melek gönderdiÄŸinden bahsedip onun da gelecekten haberler verdiÄŸini ve bazı olaÄŸanüstü ÅŸeyler ve yeryüzünde yaÅŸamayan bir insan gösterdiklerini belirtmektedir.

Anlatılanları irdelemeye gerek kalmadan,    ÅŸunları söyleyelim: Vahiy ilahidir ve bazı özel insanlar ve konumlar dışında peygamberlere inmiÅŸtir. Yuhanna peygamber olmadığına göre iddiaların içeriÄŸine bakmak yanlış olur. Burada ÅŸuna deÄŸinelim Yuhanna’dan en erken bir iki asır sonra bu kaynaklar derlendiÄŸine göre derleyenler hem Yuhanna’yı abartarak yüceltmek hem de metinde geçen bazı kiliselere önemli misyonlar yüklemek için metni kaleme almış oldukları düÅŸünülebilir

     Bu iki metin ve vizyonları Neospiritüalizm yanlıları da Ruhlarla (doÄŸrusu cinlerle) temas kurdukları ve onlardan, yenidünya düzeni için bilgiler aldıklarını kanıt için kullanmaktadırlar. (Ayrıntılı bilgi için Bkz. “Ruhçuların CinliÄŸi” denemememiz.)

Ufo severlerin Ä°slam coÄŸrafyasındaki yandaÅŸları iddialarına Kur’an’da yer alan Kehf Suresi, Mülk Suresi ve Tarık Suresi’nin bazı ayetlerini kanıt olarak göstermektedirler.

Şimdi sırasıyla bu ayetleri inceleyelim:
Kehf suresi  (18) 83’ten 97’ye kadar olan ayetlerde unvanı Zulkarneyn olan bir hükümdardan bahsedilmekte ve bu kralın doÄŸu ve batıya seferler yaptığı belirtilmektedir. DoÄŸuda yaÅŸayan bir topluluÄŸun kendisinden saldırılarından bıktıkları Yecüc ve Mecüc kavmi için bir set oluÅŸturmasını istedikleri bildirilmektedir. Zulkarneyn’in de bu seti inÅŸa ederek o kavimleri Yecüc ve Mecüc’ün elinden koruduÄŸu, o setin de kıyametle beraber yıkılarak ortadan kalkacağı belirtmektedir. “Ufo severlerin” iddiasına göre :”Bu surelerde geçen Yecüc ve Mecüc kavmi uzaylılardır. 20. Asırdan itibaren set ortadan kalkmış ve kavimler dünyamıza gelmeye baÅŸlamışlardır.”
Bir an için öyle olduÄŸunu varsayalım. Tarihte doÄŸudaki bir kavme zarar verdikleri ve o kavmin bunlardan çok çektiÄŸi anlaşılmaktadır.  Bu insanlara zararlı uzaylı Yecüc ve Mecüc’ler günümüzde hangi millete zarar vermiÅŸler de bizim haberimiz olmamıştır? Yoksa tövbekâr mı olmuÅŸlardır?!

       Ä°kinci iddia Mülk Suresindeki iki ayetle ilgilidir. “Gökte olanın sizi yere geçirmeyeceÄŸinden emin misiniz? Bir bakmışsınız ki o (Yeryüzü) Sallanıp çalkalanmaktadır. Yoksa gökte olanın üzerinize 'taÅŸ yaÄŸdıran rüzgârı’ göndermeyeceÄŸinizden emin misiniz? Siz o takdirde benim uyarmam nasılmış bilip öÄŸreneceksiniz.” (67/16,17) Bu surelerde geçen, “gökte olandan” kastın uzaylılar olduÄŸu iddiasıdır. Hâlbuki burada ”gökte olan” tamlamasıyla ölüm meleÄŸi Azrail’den bahsedilmektedir.     

      Üçüncü iddia, Tarık Suresindeki dört ayetle ilgilidir: ”GöÄŸe ve Tarık’a andolsun. Sen Tarıkın ne olduÄŸunu nereden bileceksin? Parlayan yıldızdır. Hiçbir nefis yoktur ki üzerinde bir koruyucu, gözleyici bulunmasın.” (86/1-4)  Bazı ufo severler bu surelerde geçen “Tarık” sözcüÄŸünü UFO olarak yorumlayıp yıldızın gece göründüÄŸü gibi UFO’ların da genellikle gece göründüklerini belirterek Allah’ın uzaylılara yemin ettiÄŸini ileri sürmektedirler. Birçok Tefsir âliminin üzerinde anlaÅŸtığı, bu ayette geçen Tarık Yıldızının karanlığı delip gelen sabahyıldızı olduÄŸudur. Ayetlerde yüce Allah göÄŸe ve sabahyıldızına yemin ederek insanların ve canlıların üzerinde koruyucu ve onu gözleyici melek olduÄŸunu bildirmiÅŸtir. “Ufo severler” nedense muhkem ayetleri bırakıp müteÅŸabih* ayetlerden medet umma çabası içerisindedirler.

        UFO VE UZAYLILARIN BÄ°LÄ°MSEL Ä°NCELENMESÄ°
      Bazı yaygaralardan sonra 1969’da A.B.D.’nin bütçeden ayrılan fonla, Colorado Üniversitesi’nden Dr. Edward Condon’dan bir çalışma grubu oluÅŸturup, UFO fenomeninin gerçek olup olmadığı konusunun araÅŸtırılarak bir uzman raporu hazırlatması istenmiÅŸtir. Literatüre  ‘Condon Raporu’ olarak geçen belgeyi yazanlar  “Dünya dışı canlılar hipotezini destekleyecek yeterince saÄŸlam kanıtlar olmadığı ve dolayısıyla UFO fenomeni üzerindeki incelemelerin terk edilmesi gerektiÄŸi sonucuna varmışlardır. . Rapor, sonunda özetle: “Genel sonucumuz ÅŸu ki, UFO’ların son yirmi bir yıldır incelenmesi bilimsel bilgiye hiçbir katkıda bulunmadı. Bize sunulan dosyanın özenle incelenmesi, UFO’lar hakkındaki bundan derin incelemelerin de muhtemelen doÄŸrulanamayacağı ve bilimin geliÅŸmesine katkıda bulunamayacağı sonucuna varmamızı saÄŸlamıştır.” denilerek bilimsel görüÅŸlerini açıklamışlardır.

.     Bilim otoritelerinin, çoÄŸu ABD'nin bu resmi açıklamasına katılmaktadır. Astronomlar ise genellikle evrende akıllı yaÅŸam olabileceÄŸini kabul ederler; ancak uzaylı ziyareti iddialarının kabul edilebilmesi için somut kanıtlarla desteklenmesi gerektiÄŸini, bu kanıtınsa henüz sunulmadığını belirtirler. ÖrneÄŸin Carl Sagan, “UFO'ların somut kanıtları olmamasına raÄŸmen bu kadar yaygın olmasını, eski çaÄŸlardan beri insanların alışkın olmadığı veya az rastlanan olaylara tanık olduÄŸunda bunu tanrılar, cadılar, cinler gibi doÄŸaüstü varlıklarla iliÅŸkilendirilmesinin modern hali olarak yorumlamaktadır. Sagan'a göre doÄŸaüstü varlıklar düÅŸüncesi insanların kendilerini koruma içgüdüsünün evrimsel yansımasıdır. Geceleri maÄŸaralarına çekilmek zorunda olan ilk insanlar, gece avlanan vahÅŸi hayvanlara olan korkularını doÄŸaüstü varlıklar suretinde somutlaÅŸtırmışlardır. Bu korkular 20. yy itibariyle yerini uzaylılara bırakmaya baÅŸlamıştır.”  Bunlara bir de çocukluk yıllarında dinlenen dev, cadılı masallar ve hafızada derin iz bırakan korku filmleri eklenince UFO masalına inanmak daha da cezbedici olmuÅŸtur.

      Bilim otoritelerinin vardıkları sonuç incelendiÄŸinde UFO’larla ilgili gözlemlerden çoÄŸunun:

  1. Bilinen nesnelerle ilgili bir yanılma, astronomik olaylar, atmosfer içi olaylar,   bazı doÄŸa olaylarının radarları yanıltması, gezegen, meteor, göktaşı (ateÅŸ topu)  meteoroloji balonu ve yapay uydu gibi nesnelerin UFO sanılması
  2. Bir tür kolektif histeri ve tarafgirlik;  bir grup insan topluluÄŸu tarafından yapılan kasıtlı ve hatalı gözlemler.
  3. Ä°nsanları yanıltmak için bireysel gözlemde bulunduÄŸunu uydurmak,  medyadaki dalgalandırıcı asparagas (ÅŸiÅŸirme yalan) haberler, hileli fotoÄŸraf ve yapay video filmleri, insan yapımı nesne ve cisimler
  4. Stres, psikiyatrik rahatsızlıklar ve yüksek ateÅŸli hastalığın etkisi
  5. Fazla dozda alınan bazı antidepresan ilaçlar,  alkol, uyuÅŸturucu maddelerin tesiriyle görülen halüsinasyonlar olduÄŸu görülür.
       Birçok ülkede konunun üzerinde çalışmalar yapan devlet organlarının sunduÄŸu resmî istatistikler UFO tanıklıklarının çoÄŸunun bilinen fenomenlerin yanlış yorumlanmasından ya da yanlış teÅŸhisinden kaynaklandığını göstermektedir. Tartışma konusu, bu yanlış deÄŸerlendirmelerin söz konusu olduÄŸu olaylar deÄŸil, hiçbir ÅŸekilde açıklanamadan kalmış olaylardır. Açıklanamayan UFO olayları konusunda "Hipotezi”ne karşı kuÅŸku duyanlar ÅŸu iki iddiayı benimsemiÅŸlerdir: KuÅŸkuculara göre, "Dünya dışı canlılar hipotez”ini destekleyecek saÄŸlam maddi kanıtların söz konusu olmadığı, UFO gözlemleri ya bilinen veya bilinmeyen sosyopsikolojik nedenlerden kaynaklandığıdır; ya da UFO’lar bazı devletlerin gizli silahları olduÄŸudur.  Fakat bazı bilim insanları ve “Ufo severler”  çeÅŸitli devletlerin yaptığı resmî soruÅŸturmalarda açıklanamamış UFO olaylarının sosyopsikolojik yaklaşımlarla açıklanamayacak mahiyette olduÄŸunu ileri sürerek bu iddiayı reddetmiÅŸlerdir.


     YANLIÅž Ä°NANÇLARIN TOPLUMSAL BEDELÄ°
      Bir olgu veya yanlış inanç topluma mal olursa, o konuda ne kadar dini ve bilimsel veri ortaya konulursa konulsun, insanlar onları umursamayıp, kendi bildiklerine göre davranıp yaÅŸayacaklardır. Hıristiyan aleminin bazı yanlış bilgiler nedeniyle,  on üç rakamının uÄŸursuzluÄŸuna inandığı bilinmektedir; o topluluklarda yaÅŸayan “Tanrı tanımaz” ların dahi büyük çoÄŸunluÄŸu bu batıl inancı taşıdığı gözlemlemiÅŸtir. Batı Dünyasının büyük ÅŸehirlerdeki gökdelen ve otellerin 13. katının ve apartmanlarda on üç numaralı oda ve dairenin bulunmadığını ve hiç kimsenin arabasının plakasında bu rakamı istemediÄŸini; ayın 13. gününü uÄŸursuz saydığını belirtirsek, bu batıl inancın hangi boyutlara kadar ulaÅŸtığı daha iyi anlaşılır. Yine ülkemiz gibi o kültürle iliÅŸki içerisinde bulunan toplumların pek çok ferdinin de  bu  rakamın uÄŸursuzluÄŸuna inandığı bilinen bir  baÅŸka gerçektir.

      Bu batıl inancın kökleri Hıristiyanlık öncesi pagan dinlere kadar uzanmaktadır; Tarsuslu Pavlos’un temellerini attığı Hıristiyanlığa da oradan geçmiÅŸtir.  12 Havariye katılan 13.günü jurnalci hain gösterilerek topluma on üç rakamının uÄŸursuzluÄŸu mal edilmiÅŸtir. Hâlbuki 13. olarak gösterilen Yahuda Müjde Ä°ncillerinde 12 Havarinin içerisinde sayılmaktadır. (Kur’an’da sayıları geçmez). Yanlış inancın dayanağının da yanlış olması kaçınılmazdır.  Ä°slam’a göre yeryüzünde Allah’ın yarattığı uÄŸursuz herhangi bir nesne veya varlık yoktur; ancak insanlar ve canlılara yararlı ve zararlı nesne ve davranışlar vardır. Bu nedenle on üç rakamı da diÄŸer rakamlar gibi sıradan bir rakamdır.

       Türkçede bir atasözü vardır: “Bir insana kırk kiÅŸi deli derse (ya da kırk gün deli denilirse)  o insan deli olurmuÅŸ.” Bir ÅŸeyin uÄŸursuzluÄŸuna inanmak ya da uÄŸuruna inanmak insana uÄŸursuzluk veya uÄŸur getirebilir. Ancak bu onun uÄŸurlu veya uÄŸursuz bir nesne olduÄŸunu göstermez. Çünkü pozitif ve negatif enerjiyi yaratan ve onları çağıran da kendi bilincimizin ürettiÄŸi beyin enerjisidir.

       Yeniden UFO’lar konusuna dönersek, konuyla ilgili doyurucu bir çalışması bulunan bilim adamı “Nevzat Uslu” kitabının önsözünde: “UFO’lara meraklı okuyucu tek taraflı düÅŸüncenin etkisi altında kalmakta ‘kuÅŸkuculuÄŸu ve olayı sorgulayabilmeyi’ unutmaktadır.” diyerek olaylara tek yanlı bakmanın yanlışlığını ortaya koymuÅŸtur.

      Bu varlıkların dışında Evrende dünya benzeri hayat formatının olabileceÄŸi düÅŸüncesinden hareketle, baÅŸka bir yıldız veya gezegende canlılar için mutlaka bulunması gereken karbon,  oksijen, hidrojenin ve azotun bulunması zorunludur. Bunlardan daha da önemlisi belirli miktardaki hidrojen ve oksijenin karışımı sonrası su oluÅŸması için gerekli ortam olması gerekir. Bir an için bunların olduÄŸunu varsayalım; bu sefer de ortam kimyasal kirlenmeye ve aşırı radyasyona maruz kalmamalıdır. Belki de gezegenlerden birinde Oksijen ve Hidrojen hatta su bulunduÄŸu halde canlıların var olması için gereken bir baÅŸka önemli etken veya etkenler olmadığı için canlı yaÅŸamamaktadır. Bu nedenle konunun kökleri Darwin’in evrim teorisiyle cevaplanamayacak kadar derindir.  Önümüzdeki yıllarda bu konular Astronomi ilminin Astrofizik ve Astrokimya bilim dallarının önünde araÅŸtırarak cevaplanması gereken önemli konular olarak beklemektedir.

     Ä°nsanoÄŸlu yıllardan beri yıldızlarda dünya benzeri hayat olup olmadığını hep merak etmiÅŸtir. Bu meraka din ve inanç açısından bakıldığında¸eÄŸer bu tarz bir yaÅŸam, insanımsı ve akıllı varlıklar olsaydı bunu Yüce Allah(CC.) Kur’an’da veya son Peygamberi Hz. Muhammed (S.A.S) vasıtasıyla haber verirdi. Nitekim Ruhlar, Melekler ve Cinlerden haber verilmiÅŸtir. Ancak bu varlıkların yaÅŸam formatı nur enerji ve kozmik ÅŸua boyutunda olup, insanların maddi baÅŸ gözüyle algılaması ve görmesi imkânsızdır. Ayrıca onların kendi ruhsatları çerçevesinde dünyayı ziyaretleri için hava taşıma araçlarına da ihtiyaçları da yoktur. Ziyaretlerinin de baÅŸka bir boyutta olduÄŸu Tasavvufi yorumlarda belirtilmektedir.

    SON SÖZ YERÄ°NE  
       Dr. Carl Sagan ömrünün büyük bir bölümünü UFO araÅŸtırmaları ve uzaylılar konusuna adayıp, bu güne kadar yaÅŸanan en kritik olay ve gözlemler incelemiÅŸ bir bilim insanıdır. Konuyla ilgilenen önemli kuruluÅŸlardaki çok gizli dosyalar üzerine çalışıp, derlenen bilgi ve belgeleri inceleyerek, toplumu aydınlatmak için önemli eserler kaleme almıştı Bu nedenle haklı olarak akademik ve resmi kuruluÅŸların en büyük ödüllerine layık görülmüÅŸ, onunla da kalmayıp halkın ilgisini silahlanma yarışı, nükleer silahların yaygınlaÅŸması ve sera etkisi, ozon tabakası gibi, çevreyle ilgili önemli, ulusal ve uluslararası sorunlara çekmede bilim adamlarının sorumluluÄŸunu vurgulayarak, bu konularda çaba sarf edilmesi gerektiÄŸini savunmuÅŸtur.

      Sagan UFO ve uzaylı varlıklarla ilgili araÅŸtırmaları sonrasında vardığı sonucu “Karanlık Bir Dünyada Bilimin Mum Işığı” isimli çalışmasında ÅŸöyle özetlemektedir: “Dünya dışı yaÅŸam konusuna ilgim çocukluÄŸuma, uçan daireleri duymadan da öncesine dayanıyor. Her ÅŸeyin ancak kanıtla doÄŸrulanabilir olduÄŸunu söyleyen bilimsel yöntemi anlayıp UFO’lara olan hevesim geçtikten sonra da dünya dışı yaÅŸam konusunu araÅŸtırmayı sürdürdüm. Biliyordum ki, böylesine önemli bir konuda baÅŸvurulacak kanıt da çok, ama çok güçlü olmalıydı. UmduÄŸumuzun doÄŸru olmasını istediÄŸimiz ölçüde dikkatli olmalıydık. Bilimsel yöntem bir tanığın söylemine bakılarak yargıya varılamayacağını öÄŸretmiÅŸti. Ä°nsanlar hata yapabilir, keyif için yutturmacalar deneyebilir, hatta para çıkar ve ün için gerçeÄŸi saptırabilirdi. Kimi kez gördüklerini yanlış anlayabilir, zaman zaman olmayan ÅŸeyleri bile görebilir. Aslına bakılırsa, tüm UFO görme iddiaları, masaldan, yanılgıdan baÅŸka bir ÅŸey deÄŸildir.”

       Bilim adamı  böyle söylüyorsa ,  baÅŸka ne söylenebilir ki !….

*Muhkem, MüteÅŸabih; Kur’an Ayetlerinin bir kısmının Muhkem (açık, anlaşılır ve hükmü bariz olan) bir kısmının da MüteÅŸabih  (ÅŸifreli, rumuzlu ve kapalı) olduÄŸu, kalplerinde hastalık bulunanların  MüteÅŸabihlere meylettiÄŸi, Ali Ä°mran 7. Ayette bildirilmektedir.
KAYNAKÇA

1-AZAT Ebul Kemal,   Zulkarneyn  Kimdir?   Ä°z yayınları. 2000 Ä°st.
2- DANÄ°KEN  Erich von  ,Tanrıların Arabaları Milliyet Yay. 1978 Ä°st. Aynı Yazar. Tanrıların Stratejisi, Cep Kitapları 1983 Ä°st.
3-DÖRNER Friedrich Karl,   Nemrut Dağı zirvesindeki Tanrıların Tahtları,   T.T.K. 1999.
4- Kitabı Mukaddes Eski ve Yeni Ahit (Müjde) Kitabı Mukaddes Åžrt. 2000 Ä°st.
5-LÄ°NGS  Martin,  Antik Ä°nançlar ve Modern Hurafeler,  Yeryüzü yayınları Ä°st..
6-USLU Nevzat UFOLAR  Bir Yirminci Yüzyıl Masalı Mı?, Mavi Ada Yay. 2000 Ä°st.
7-SAGAN  Carl, Karenlık Bir Dünyada Bilimin Mum Işığı. TÜBUTAK- 2000 Ank..
ANSÄ°KLOPEDÄ° VE SÖZLÜKLER :
1-Büyük 2- Larousse  3-Ä°slam Ansiklopedisi Diyanet Yay.4-Vikipedi  5- Din ve Ä°nanç SözlüÄŸü( Åž.Gündüz)

ÖZDÜZEN Halit:  Adıyaman’da doÄŸup, temel eÄŸitimini bu ÅŸehirde, orta öÄŸrenimini Adana, yüksek öÄŸrenimini BoÄŸaziçi Üniversitesinde tamamladı. Sonraki yıllarda, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde bir eÄŸitim programına katıldı.
       Tasavvuf, tarih,sosyoloji ve diÄŸer sosyal bilimlerle, Arapça ve Farsça dillerine de ilgi duyan ÖZDÜZEN, Tasavvuf Yolcusu/Tarikatlar ve Alevilik ile AÅŸk Yolcusu/ Mevlana ve Mevlevilik, Kur’an ve Hikmet Işığında Esmaü’l Hüsna  isimli üç  çalışması yayımlanmıştır.KitaplaÅŸtırdığı birçok çalışması da uygun zaman ve zemin beklemektedir.
     Yazılı/sesli dergi ve Ä°nternet sitelerinde birçok araÅŸtırma,  makale, deneme hatırat, hikaye. ÅŸiir ve söyleÅŸileri yayımlanan araÅŸtırmacının, ÅŸiirlerinden bazıları çeÅŸitli formlarda bestelenmiÅŸtir.

Yorum

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 09-02-2011 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
112078327 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net