İstiklalimizi kazanalım, birleşiriz |
|
|
|
Yazar Fatih ÇEKİRGE - Hurriyet, 30 Kasım 2009
|
01-12-2009 |
İstiklalimizi kazanalım, birleşiriz
Fatih ÇEKÄ°RGE - Hürriyet, 30 Kasım 2009 ... ÜÇÜNCÜ YAZI Ä°stiklalimizi kazanalım, birleÅŸiriz SON 30 yıldır Türkiye’nin başına bela olan terör örgütü iki toprakta beslendi.. Suriye ve Irak... Orada korundu. Orada silahlandı. Orada koordinatları verildi.
Ve ÅŸimdi bugün Türkiye bir ÅŸeyi tartışıyor. Suriye ile vizeler kalktı. Irak’la kalkıyor. Ermenistan’la protokol imzalandı. Artık ortak bakanlar kurulu toplanıyor. Hatta istihbaratları birlikte çalışıyor. Ä°ÅŸte böyle bir ortamda geriye dönmek istedim. Çünkü biliyorum ki;
Tarihin sokaklarında özgürce dolaÅŸamayanlar; Bugünün çıkmaz sokaklarından kurtulamazlar...
OSMANLI’DA OLALIM Kendi tarihimizin en yetkin arÅŸivine baktım... Mustafa Kemal’in Meclis’te kapalı oturumlarda yaptığı konuÅŸmalara... Åžimdi gözünüzde canlandırın... 24 Nisan 1920. Henüz ortada cumhuriyet yok. Milletvekilleri peÅŸ peÅŸe sorular soruyor. Kıyasıya bir gündem... Parçalanmış bir imparatorluk. ÅžaÅŸkınlık, korku, iÅŸgal, darmadağın olmuÅŸ bir hafıza... Ve ölümüne direniÅŸ. Reis Sani Åžerif Beyefendi dördüncü celsede sözü Mustafa Kemal PaÅŸa’ya veriyor:... Emir Faysal Türkiye ile birleÅŸme teklifi yapmış. Ama Mustafa Kemal Faysal’ı Ä°ngiliz iÅŸbirlikçisi olarak görüyor. Ve cevap veriyor. “Efendiler; ...Bunun içindir ki, bizim kendi hududumuz dahilinde müstakil olduÄŸumuz gibi Suriyeliler de hudutları dahilinde ve hâkimiyeti milliye esasına baÄŸlı olmak üzere serbest ve müstakil olabilirler. Bizimle itilaf ve ittifakın fevkinde bir ÅŸekil ki federatif yahut konfederatif denilen ÅŸekillerden birisiyle irtibat peyda edebiliriz.” Mustafa Kemal bu konuÅŸmayı Türkiye’nin OrtadoÄŸu’daki arayışları için genel bir politika olarak yapıyor. Elbette ki dönemin ÅŸartları ortada... O dönem Suriye ve Irak’tan birleÅŸme talepleri var. Irak’a verilen cevap daha da ilginç. “Efendiler; Irak’taki kardeÅŸlerimize gelince; Ä°ngilizlerin yaptığı muamele oradaki ahaliyi fevkalade yaralamış oldu. Biz onlarla temas aramadan onlar bizimle temas ettiler. Ve eskisi gibi bir Osmanlı devletinin parçası olmayı teklif ettiler. Biz onlara Suriye’ye verdiÄŸimiz cevabın aynısını verdik. Dedik ki, Kendi dahilinizde kendi kuvvenizle kendi mevcudiyetinizle (müstakil bir devlet olunuz). Biz her ÅŸeyden evvel istikbalimizi temine çalışıyoruz. Ondan sonra birleÅŸmemiz için bir mani kalmaz. Musul havalisinde, BaÄŸdat’ta, birçok yerde. Bugün itibarıyla gerek Iraklıların ve gerek Suriyelilerin bu iki mıntıkadaki dindaÅŸlarımızın kalpleri bizimledir.” Bu iki önemli konuÅŸmayı ÅŸunun için aktardım... DışiÅŸleri Bakanı Ahmet DavutoÄŸlu ve elbette hükümet son 5 yıldır yeni bir diplomasi geliÅŸtiriyor. Yani bir ayağı Türkiye’nin güneyine ve OrtadoÄŸu’ya, diÄŸeri AB ve ABD’ye oturan bir politika bu...
VÄ°ZESÄ°Z BERABERLÄ°K Bu nedenle eleÅŸtiri alıyor. Tartışma yaÅŸanıyor. Yeni Osmanlı eleÅŸtirileri geliyor. Irak, Suriye açılımları nedeniyle “Türkiye yüzünü DoÄŸu’ya döndü” tepkileri oluyor. Ä°ÅŸte tam bu tartışmaların ortasında Mustafa Kemal’in Irak ve Suriye’den gelen “birleÅŸelim” önerisine karşı verdiÄŸi cevabı hatırlatmak istedim. Çünkü bu cevaplar aynı zamanda bir tarih dersidir. Dahası Atatürk’ün bugüne kadar uzanan öngörüsünü ve dehasını göstermektedir. Mustafa Kemal’in 1920’de çizdiÄŸi “Bağımsız birer devlet olalım, sonra federatif yapı bile olabilir” politikası aslında bugün gelinen “vizesiz beraberlik” politikasıyla benzeÅŸmektedir. Çünkü Türkiye, bu komÅŸularıyla iÅŸbirliÄŸini kuvvetlendirdikçe, Avrupa ve ABD’deki gücü artmaktadır..
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler. Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz. Powered by AkoComment 2.0! |
Son Güncelleme ( 01-12-2009 )
|