30-04-2024
 
 
 
  :: Ana Menü
 
 
 
Duyurular
AKIL IÇIN YOL BIRDIR

(THERE IS but
ONE WAY for REASON)
       
(linkleri SAG TIKLAYIN
                                 lütfen)

Sn.Soner YALÇIN'dan 
dikkate deÄŸer bir yazı: 
Edebiyatla 
               AhmaklaÅŸtırma
https://www.sozcu.com.tr/
2021/yazarlar/soner-yalcin
/edebiyatla-ahmaklastirma
-6335565/
 


Önerdigimiz sayfalar:
M. SAID ÇEKMEG?L 
anisina
https://www.facebook.com/
groups/35152852543/?mul
ti_permalinks=1015385
0899667544&notif_t=grou
p_highlights&notif_id=147
2405452361090




Nuri BiRTEK
                kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından 
              ilginç tespitler)
https://www.facebook.
com/nuri.birtek




Raci DURCAN
                  kardeÅŸimizin
(facebook sayfasından
             ilginç tahliller)
https://www.facebook.com
/raci.durcan?fref=ts



Mesut TORAMAN
                   karde?imizin
(facebook sayfas?ndan
dikkate de?er görüntüler)
https://www.facebook.
com/mesut.toraman.52









M. Selami Çekmegil 
                          kimdir!









    ____________________
BU SITE
    Selami ÇEKMEG?L’in
Yegenleri:
    Melike TANBERK ve 
    Fatih ZEYVELI'nin
 beyaz.net ekibi ile birlikte
      M.Said ÇEKMEGIL 
  an?sina ARMAGANIDIR!  


   Anasayfa arrow Medyadan Seçmeler arrow Bir dostluÄŸa ağıt
Bir dostluğa ağıt PDF Yazdır E-Posta
Kullanıcı Oylama: / 4
KötüÇok iyi 
Yazar Gülay GÖKTÃœRK-Bugün,08 Mayıs 2009 Cuma   
09-05-2009

Bir dostluğa ağıt
                                                  

                                                                  Gülay GÖKTÜRK
ArkadaÅŸ dediysem, öyle merhabanız olan, arada bir telefonlaÅŸtığınız, karşılaÅŸtığınızda laf ola beri gele konuÅŸtuÄŸunuz arkadaÅŸlığı kastetmiyorum. O benim hayatta kendimi en yakın hissettiÄŸim, her ÅŸeyimi anlatabileceÄŸim ve anlattığım her ÅŸeyi şıp diye anlayabileceÄŸine güvendiÄŸim birkaç dostumdan biriydi. Biz onunla iki buçuk yıl boyunca bir dakika bile ayrılmadan birlikte yaÅŸadık. 1972'nin baharında aynı gün gözaltına alındık, 1. Åžube'de aynı odada kaldık. O odada bir ay boyunca birlikte korktuk, geceleri koridorun
sonundan gelen iÅŸkence seslerini birlikte dinleyip birlikte aÄŸladık. Birbirimize omuz vererek birlikte ayakta kalmaya çalıştık. Sonra aynı gün aynı hapishaneye girip aynı koÄŸuÅŸta iki buçuk yıl yaÅŸadık ve aynı gün birlikte çıktık.


Koğuştaki herkes yoldaşımdı; ama o yoldaştan fazla olarak arkadaşımdı.


KoÄŸuÅŸta aklımızı fikrimizi başımızdan alan ve bizi kendimizi tanıyamaz hale getiren en sekter fırtınalar eserken, onun sıcacık yüreÄŸi, hiç eksilmeyen hümanizmi en güvenilir limandı benim için. Onun yumuÅŸaklığı sık sık kapıldığımız hoyratlıkların panzehiriydi. Ä°deolojik körleÅŸmemizin en had safhaya ulaÅŸtığı zamanlarda o hiç kaybetmediÄŸi saÄŸduyusuyla bizim gözümüzü açmaya çalışırdı.


Ben onun o insancıllığında, yumuÅŸaklığında ve saÄŸduyusunda kendi içimde bastırdığım insanı bulurdum belki, o yüzden onu o kadar severdim.


Hapisten çıktıktan sonra da hep yakın arkadaÅŸ kaldık. Çok sık görüÅŸemesek de, her buluÅŸmamızda aramızda oluÅŸan o köklü dostluÄŸun saÄŸlam temellerini bir kez daha hissettik.
Ä°ÅŸte dün yolda giderken onun karşıdan geliÅŸini gördüm. Birbirimize doÄŸru yürüdük, yüz yüze geldik ve suratlarımızda tek bir kas bile oynamadan geçip gittik.


Çünkü o artık beni bir hain olarak görüyor.


BaÅŸörtüsü serbestliÄŸini savunmakla onun hayatını tehdit eden bir tehlikeye geçit verdiÄŸimi; AK Parti gibi bir partinin varolma hakkını savunmakla bu ülkeye, bu halka ihanet ettiÄŸimi düÅŸünüyor.


Ve ben onu aksine ikna edemeyeceğimi artık biliyorum.


Önceleri, yani uzun yıllar önce bu tartışmalar yeni baÅŸladığında, bu ayrılığın geçici olduÄŸunu, ayrı düÅŸtüÄŸümüz eski dostlarımın bir gün "gerçeÄŸi" görüp yanıma geleceklerini, "Yahu amma da saçmalamışız" diyeceklerini; benim de "BoÅŸver, geldi geçti. Aslında deÄŸer miydi?" diyeceÄŸimi ve büyük bir hasretle kucaklaÅŸacağımızı hayal ederdim.


Artık öyle bir umudum yok. Çünkü hayatın gerçeklerinin önyargıları yıkmaya yetmediÄŸini; zihinlere yer etmiÅŸ ÅŸablonların olgulardan daha güçlü olduÄŸunu, herkesin olguları kendi gözlüÄŸüyle okumaya ve farklı ÅŸeyler görmeye devam ettiÄŸini biliyorum.


Baksanıza, aradan 60 yıl geçti, ama Demokrat Parti hareketine "karşı devrim" diyenler hâlâ fikirlerini deÄŸiÅŸtirmediler. Özal'ın Türkiye'yi mahvettiÄŸine, bugün yaÅŸanan bütün kötülüklerin onunla baÅŸladığına inanmaya devam ediyorlar. Elli yıl sonra neden daha farklı bir laiklik tanımı, çaÄŸdaÅŸlık tarifi ya da AK Parti tahlili yapsınlar ki?
                      X                       x                          x
Bu olayda benim hiçbir zaman anlayamayacağım ÅŸey, siyasi ayrılıkların on yılların dostluklarını tarumar edip can dostları düÅŸmana dönüÅŸtürebilmesi.


Oysa siyaset nedir ki?


Alt tarafı kimin tarafından ve nasıl yönetileceÄŸimizi belirlemek için giriÅŸtiÄŸimiz bir tartışma deÄŸil mi? Hayatımızın aslı yönetilmek üzerine kurulu mu ki, bu konuda ayrı düÅŸtüÄŸümüzde ortak hiçbir ÅŸeyimizin kalmadığını sanıyoruz? Bizi biz yapan ÅŸeyler; iliÅŸkilerimiz, duyarlılıklarımız, zevklerimiz, stilimiz, politik toplumun benzeÅŸtirici ve kamplaÅŸtırıcı gücü tarafından yok edilmiÅŸ ve görünmez hale getirilmiÅŸse; nasıl yönetileceÄŸimizi düÅŸünmekten kendi hayatlarımızı nasıl yaÅŸayacağımızı düÅŸünmeye yer kalmamışsa, bu nasıl bir hayattır böyle?


Ben hep, kimin tarafından ve nasıl yönetildiÄŸimizin pek de umurumuzda olmadığı, çünkü çok az yönetildiÄŸimiz, hayatlarımızın iplerini kendi ellerimize aldığımız, her birimizin bütün enerjimizi kendi hayatımızı nasıl yaÅŸayacağımız üzerine yoÄŸunlaÅŸtırdığımız bir dünya hayal ediyorum.


Böyle bir dünya için çalıştığıma, böyle bir dünya için yazdığıma inanıyorum.


Ve bunu hâlâ anlayamayan eski dostlarımı artık affedebileceÄŸimi zannetmiyorum.

Yorum

Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler.
Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz.

Powered by AkoComment 2.0!

Son Güncelleme ( 09-05-2009 )
< Önceki   Sonraki >


Advertisement

Kullanıcı Girişi
Ziyaretçi Sayısı
111863221 Ziyaretçi
 
www.beyaz.net