REFERANDUM TARTIŞMALARI SEVİYELİ OLMALI Mehmet YAMAN Ne sebepledir bilinmez, bizde siyaset, akıl almaz atmosferlere doğru seyrederek götürülüyor, hep. Hem de akıl almaz üsluplarla… Bizden se, göklere çıkar, karşı taraf sa, tu kaka!.. Bizim fikirlerimiz ve projelerimiz ise , aliyyül-a’la, göğe çıkartalım, karşı taraftan mı geliyor, yerin dibine batıralım. Bu ne seviye kaybı, böyle?.. Ne açmaz?.. Oysa bilimsel bir tarifle,“milleti arzu edilen hedeflere ulaştırmanın ilim ve san’atı” olarak yorumlanan siyaset objektifliği, ülkeye hizmeti, gerçekçi olmayı, sağlam ve bilimsel verilerle desteklenmiş projelendirmeleri, ülke ve insanlarımızın, hiçbir ayrıma tabi tutulmaksızın tümüyle, huzura ve mutluluğa erdirilmesi ilkelerini içermelidir.
En iyisi biz bu yaşadıklarımıza, “politika” diyelim de, yukarda tarifini yaptığımız “siyaset” kavramına yükseltelim anlayışımızı. Çünküpolitika, iki yüzlülük te değil, “çok yüzlülük” anlamına geliyor ve maalesef bize Yunan felsefesinden geçti. Her alanda, kendi kültür ve ahlaki değerlerimize sırtımızı döner de, bizden olmamakla kalmayıp, bizim ruh yapımızla çelişen yanlış değerleri alarak, bünyemizde bir mikrop yuvası gibi tutarsak, bu değerler bizi izmihlale sevk eder. Bu yanlış gidişattan kurtularak, kendi bünyemize uygun bir siyaset kavramını, ciddi olgularla pekiştirilecek olan, yeniden değerlendirmelerle yepyeni ve çağdaş zihniyetlerin de örnek alabileceği bir seviyeye yükseltmek, bizim ellerimizdedir. Biz buna tarih olarak, kültür ve liyakat olarak herkesten çok layıkız. Yeter ki, meşhur deyimle, titreyip kendimize dönelim! Yoksa kendi ellerimizle, kendi hayatımızı bin bir tehlikeden tehlikeye atmaya devam ederiz. “Empati” denen güzel bir deyim var ve bu deyim her alanımızda, bize yol gösterici, çalışmalarımızda temel alacağımız güzel, huzur verici değerlendirmelerimizi sağlayacak, motivasyonumuzu artıracak, çok önemli bir iksirdir. Lütfen hepimiz bu “empati” yi içselleştirelim ve temel bir prensip haline getirelim… Sahi nedir, bu empati denen şey?.. En basit tarifiyle, “kendini karşıdakinin yerine koymaktır”. İsterseniz bu güzel deyimi, inanç dünyamızdan bir referansla pekiştirelim. Hz. Muhammet (S.A.V.) şöyle buyuruyor: “ Sizden hiçbiriniz, kendiniz için sevip arzuladığınızı, diğer kardeşiniz için de sevip arzulamadıkça, mü’min olamazsınız!..” Bu hadis mütevatir (en güçlü hadislerden) bir hadistir. Bazıları tercüme ederken, “hakiki, gerçek” kelimelerini de ilave ediyorlar ki, peygamberimiz bu kelimeleri hiç kullanmadan, doğrudan yukarda yazdığımız gibi söylemiştir. Metni olduğu gibi tercüme etmek bir namus borcudur. Yorumumuzu doğru ya da yanlış yapabiliriz ama, tercümeye aslında olmayan başka kelimeler katkı yapmaya asla hakkımız olamaz. Edepsizliktir, Mü’minsek, kendimiz için istediğimizi karşımızdaki kişi için de istemek zorundayız. Aksi halde mü’min olamayız bu hadise göre… İşte yukarda bahsettiğimiz “empati” yi, en güzel bir şekilde ifade eden bir hadis ve üstelik ağır bir müeyyide de ilave ederek… Demek oluyor ki biz, titreyip kendimize dönersek, ne kadar çağdaş gelişmeler varsa, daha güzelini kendi tarihimizde ve deyimlerimizde bulabiliyoruz. Yeter ki, tu kaka etmeden, inancımız farklı bile olsa, objektif bir biçimde, temel değerlerimize ve referanslarımıza kulak verelim… Nitekim biz de aslında, bu değerlerimizden uzak kalmakla zevale giriftar olduk. Nerden yıkılmışsak oradan aya kalkmak zorundayız. Bu temel prensibimizi, hayatımızın her safhasında olduğu gibi, bugünlerde bizi uzunca bir müddet meşgul edecek, önemli bir program için de uygulamak zorundayız. Maalesef bugünlerde, referandumla ilgili birbirimizi yeme ve yok etme savaşı vermemiz, seviyemizin esfelleştirilmesine doğru kaydırıyor… Ne acıklı ve derhal terk edilmesi gerekli bir hal! Bundan kurtulmanın en güzel yolu, “empatik” düşünmek, “yukardaki hadisi” (inançsız dahi olsak) temel esprimiz haline getirmek.. Lütfen gerçek dışı salvo atışlarını bırakıp, oylayacağımız maddelere teknik olarak yaklaşalım. Her bir maddenin eskisi ne idi, önümüze ne kondu, onaylamamız için?.. Objektif ve bilimsel bir biçimde bunları inceleyelim… Siyasilerimiz, televizyonda konuşanlarımız, meydanlarda nutuk atanlarımız artık akıllanalım lütfen… Geliniz hep beraber değişen maddelere eğilelim… Siyaset anlayışımızı akıllı ve bilimsel hale getirelim… Milletimizin faydası bundadır. Huzur bundadır… Ülke çıkarımız bundadır… Saygılarımızla!.. 22.02.2017 Mehmet Yaman Araştırmacı-HukukçuSadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler. Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz. Powered by AkoComment 2.0! |