Bayram KARAÇOR
Ä°ttika, vikaye ve takva aynı anlamları taşıyan kelimelerdir. Ä°ttika, vikayeyi kabul etmektedir. Bu kabûlün muhatabı ise, mutekkidir. Vikaye ise, kiÅŸinin elem ve ızdırap verecek ÅŸeylerden kendini koruması ve sakındırmasıdır. Bu korumaya yönelik her türlü emniyet tedbirlerini almasıdır. Takva, kuvvetli birinin koruması altına girmektir. Bu herhangi bir malın yed-i emine verilmesi gibi basit bir olay deÄŸildir. KiÅŸiyi mümin yapan ve onu cennete götürecek olan imanın koruma altına alınmasıdır. Bunu koruyacak kuvvetli varlık ise, ancak Allah'tır. Ä°manın baÅŸka bir koruyucusu yoktur. Mümin olan kiÅŸinin nefsi emniyet altındadır. Nefsi, her türlü zararlı fiil ve sözlerden koruyacak imandır. Bu dört kavramın anlamları tamamen olumludur. Müslümanın malıdırlar. Ä°ttika, vikaye, takva, iman, müslümana özgüdür. Bir kafire takvalıdır, imanlıdır denilemez. Çünkü emniyeti yoktur, kendisini cehenneme götürecek yollar üzerindedir. Oysa mümin kendisini Allah'ın korumasına bırakmıştır.
Ä°slam'ı yaÅŸamak isteyen herkes vikayeden giderek, Allah'ın emirlerine uyarak ve resulleri de kendisine örnek alarak takvaya ulaÅŸabilir. Takva, belirli kiÅŸi ve zümrelere özgü deÄŸildir. Bunun için, ÅŸirkten sakınmalı, günahlardan ve ÅŸüpheli ÅŸeylerden kaçmalı ve çaba göstermelidir. Resuller hariç, günahsız kiÅŸi olamaz. Müminin gücü ölçüsünde günahlardan kaçmaya çalışması takvadır ' Razı olarak isteyerek günaha yaklaÅŸmak takva deÄŸildir. Farzlar kesinlikle yerine getirilmelidir. Bundan baÅŸka kiÅŸinin; aklını, malını, canını ailesini ve bütünüyle dinini korumaya çalışması takvadır. Bu çalışmayla kiÅŸi, aklını gereksizce yoracak, ona elem ve ızdırap verecek, canını, malını tehlikeye düÅŸürecek olaylardan uzaklaÅŸmış olacaktır. Dinini korumanın yolu, -akıl, mal, can da dahil' onu kaynağından öÄŸrenmektir. Bilgisini, vahiyden almalıdır ki, kendisine öÄŸretilmek istenen yanlış ve zararlı bilgilerden kaçınabilsin. Neyin ÅŸirk, neyin iman olduÄŸu ancak Kur'an'dan öÄŸrenilebilir. Demek ki kiÅŸinin dinini Kur'an'dan öÄŸrenmeye çalışması, takvadır. Kur'an dışı kiÅŸi ve kaynaklardan öÄŸrenmesi takva deÄŸildir. Böyle birisi bütün ömrünü namaz ve oruçla da geçirse, takvalıdır denilemez. Çünki, bilginin kaynağına ulaşıp ona sahip olmuÅŸ ve koruyabilmiÅŸ deÄŸildir. Onun koruduÄŸu yanlışlardır.
Yanlışlara sahiplenmek ise ancak itikat olur, ÅŸirkten uzaklaÅŸtıran vikaye ise imandır. Aklını temizleyip tevhide ulaÅŸmış kiÅŸinin davranışlarını da pisliklerden koruması gerekir. Büyük-küçük günahlardan ve ÅŸüphelilerden kaçınmalıdır. Farzlarını terk etmemelidir.
Allah'ın kendisine lütfettiÄŸi malı korumalıdır. Korumak, onu saklayıp-yığmakla eÅŸ anlamlı deÄŸildir. Onu beyinsizlere, düÅŸmana kaptırmamalı, iliÅŸkide bulunduÄŸu ortak, iÅŸçi, aile bireyleri gibi herkesin hakkını vermelidir. Alırken, satarken tartıya dikkat etmelidir. SenetleÅŸmelidir. Dürüst olup, sözünde durmalıdır. Noksan tartan, baÅŸkasının hakkını gasbeden, yalan söyleyen ve adaleti korumayan kiÅŸi neticede, elem ve ızdıraba düÅŸeceÄŸinden bütün emniyet kurallarını çiÄŸnemiÅŸ olacaktır ve imanı törpülenecektir.
Allah'ın kendisine maldan da önemli olmak üzere bağışladığı aklını, O'nun emrettiÄŸi ölçüler içinde kullanmalıdır. Zararlı ve gereksiz bilgi ve düÅŸüncelerle onu yıpratmamalıdır. Tüm zamanını yalnız kadın veya para düÅŸünerek geçirmek akla zarar vermez mi? Aklını kullanmayıp, baÅŸkalarının yalan-yanlış her söylediklerini araÅŸtırmasız kabullenmek, ölünün yıkayıcısına teslim olduÄŸu gibi teslim olmak aklı korumak deÄŸildir. Onu çalıştırmamak, paslanmaya bırakmaktır. Pası korumak takva deÄŸildir.
Müminin canını koruması da takvadır. Sürekli uykusuz kalmak, sürekli evlenmemek, vücudu haramlara alıştırmak, intihar gibi fiiller kötülüÄŸü korumaktır. Takva, iyi ve temiz olanı barındırmaktır. Ä°ntihar takva sayılmazken müminin kendi yurdunu korurken ateÅŸ hattına atılması takvanın yüce noktasıdır.
Mümin, çeÅŸitli durum ve olaylara göre özelliklerini koruyabilen insandır. Yerine göre öfkesini, bazen kederini, bazen sıkılmış yumruklarını bazen de neÅŸesini korumasını bilmelidir. Bir kardeÅŸinin zaferinden dolayı sevincini, zararından dolayı kederini gösterebilmelidir. Kafirin, mümine saldırması halinde öfke ve yumruk gösterisi takvanın gereÄŸidir. Ticaretin zorluklarını faizli kredi ile atlatmak, nikahsız iliÅŸkilerde bulunmak, gibi çok çeÅŸitli günahlarla haşır-neÅŸir olmak, ahirette hesabı çetinleÅŸtirir.
Takva; dikenli yolda, dikenlere basmadan yürüyebilmeyi becermektir. Allah, nefsinde daima iyi özellikleri salkıyan kiÅŸinin imanını korusun.
Kriter, Temmuz 1984, 45. sayıdan
Sadece kayıtlı kullanıcılar yorum yazabilirler. Lütfen hesabınıza giriş yapınız veya kayıt olunuz. Powered by AkoComment 2.0! |